| Bilmiyorum içeriden anlaşılıyor mu ama kapının arkasında oldukça kalabalığız, Aynen istediğin gibi. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت تهتم لكن لدينا رجال كثير هنا كما طلبت |
| Onları Aynen istediğin gibi çekip baktık, bir şey yok. | Open Subtitles | لقد سحبناهم كما طلبت لا يوجد شىء |
| Aynen istediğin gibi onu aradım. | Open Subtitles | اتصلت بها كما طلبت |
| Montreal, Toronto ve Vancouver. Aynen istediğin gibi. | Open Subtitles | "مونتريال، تورونتو، فانكوفر" كما طلبت |
| Hepsinden 100 tane, Aynen istediğin gibi. | Open Subtitles | -أجل، 100 من كل واحد، كما طلبت |
| Bir Çift Glaive-Anlaşması, Aynen İstediğin Gibi. | Open Subtitles | جليف مخادعة كما طلبت |
| - Aynen istediğin gibi. | Open Subtitles | -تماماً كما طلبت -وشربه؟ |