| böbreklerinden birini ve bağırsağının bir kısmını almak zorunda kaldık. | Open Subtitles | كان علينا أن نستأصل احدى كليتيه و جزء من أمعائه |
| Uyumlu organa sahip ve böbreklerinden birini vermeyi kabul edecek birini bulmadığınız sürece. | Open Subtitles | ما لم كنتِ تعرفين شخصاً ما متوافق مع العضو وسيتبرع بواحدة مِن كليتيه |
| Onu dolandırarak bana böbreklerinden birini vermesini sağlamıştım. | Open Subtitles | لقد احتلت عليه لإعطائي إحدى كليتيه |
| Şimdi de sorunun böbreklerinden olduğuna eminsiniz. Kesinlikle böbreklerinden. | Open Subtitles | إنّها حتماً كليتاه لكنّنا فقط لا نعرف لماذا كليتاه |
| - böbreklerinden eser kalmayacak. | Open Subtitles | بالتأكيد سيصاب بفشل كلوي و كليتاه ستصبحان كالخبز المحمص |
| Parası olmadığı için böbreklerinden birini sattı. | Open Subtitles | باع له أحد كليته ، فقط لأنه لا يملك مالاً |
| İsteseydi bile bana anlatamazdı. böbreklerinden biyopsi alınmasını emretmiştim. | Open Subtitles | ما كان ليقدر على إخباري حتّى لو أراد لقد أمرت بفحص عيّنة من كليته |
| Bana böbreklerinden birini verdi. | Open Subtitles | لقد أعطاني أحد كليتيه |
| böbreklerinden biri bir kazada yok edilmiş. | Open Subtitles | إحدى كليتيه دُمرت بحادثة |
| Bir hastalığı vardı, böbreklerinden sodyum geçmiyordu. | Open Subtitles | لقد كان لديه ذلك المرض حيث كليتاه لم تستطع إفراز الصوديوم. |
| İsteseydi bile bana anlatamazdı. böbreklerinden biyopsi alınmasını emretmiştim. | Open Subtitles | ما كان ليقدر على إخباري حتّى لو أراد، لقد أمرت بفحص عيّنة من كليته. |