| Kendi büyükbabam, tek bir doz antibiyotiğin Böbreklerini iflas ettirmesi sonucu öldü. | TED | بعد جرعة واحدة من المضادات الحيوية مما تسبب في تعطيل كليتيه. |
| Karaciğerine zarar verip, Böbreklerini çöpe atalım. Daha iyi bir yol olmalı. | Open Subtitles | سندمر كبده و كليتيه لا بد من وجود طريقة أفضل |
| Eğer strüvit taşı varsa, enfeksiyon Böbreklerini iflas ettirmeden önce kırılması gerekir. | Open Subtitles | إذا كان حصيات ستروفايت فعليها تفتيتها بسرعة قبل أن يخرّب الإنتان كليتيها |
| Hanımın genç yaşında aldığı narkoz Böbreklerini zedeledi | Open Subtitles | بعد أن تم تلف الكلى زوجتي كانت نصحت بعدم وجود أطفال. |
| - Belki de Buck'a bir şey olmuştur. - Belki biri Böbreklerini çıkardı. - Selam. | Open Subtitles | ربما شئ ما حدث إلى بيك ربما أحد ما قام بأخراج كليته |
| Doğru duydun. Bayan Big, Böbreklerini almanın sana yetmeyeceğini düşünüyor. | Open Subtitles | هذا صحيح ، لأن السـيدة بيجر ترى أنه لا يكفي انتزاع كليتيك |
| Hastanın Böbreklerini kontrol etmek. Böbrek yetmezliği olabilir. | Open Subtitles | تفقد كليتا المريض, ربما يكون قد تعرض لفشل |
| On dört tane içtin. Böbreklerini berbat edeceksin. | Open Subtitles | لقد أخذت 14 حبة بالفعل ستخرب كليتك |
| - Sanırım Böbreklerini görebiliyorsunuz. | Open Subtitles | اعتقد انك تستطيع ان ترى كليتها |
| Belki de insanların Böbreklerini çalmak için otel odalarına getiren suçlulardansınızdır. | Open Subtitles | الذين يخدعون الناس لدخول الغرف الفندقية لسرقة كلياتهم -هل كليتي ما زالت معي؟ |
| Böbreklerini takip edebilirsin, çünkü böbrekler iflas ederse, bu, diğerlerinin başlamasının bir işaretidir. | Open Subtitles | عليك أن تراقب كليتيه , لأنه لو فشلت الكليتين هذا يعني أن كل شئ سيفشل |
| Bize öyle bir bakış attı ki, gören Böbreklerini istedik, zannederdi. | Open Subtitles | نظر إلينا كما لو أننا طلبنا منه كلتا كليتيه |
| Burada kalıp Böbreklerini test etmek zorunda olmamız dışında. | Open Subtitles | باستثناء أنّ علينا الآن البقاء لفحص كليتيه |
| Böbreklerini harap etmesi gereken bir şey. | Open Subtitles | شيءٍ كان يفترضُ به أن يضرب كليتيه |
| Porfiria hakkında yanılıyorsan, tedavi Böbreklerini mahveder. | Open Subtitles | إذا كنتَ مخطئاً بشأن البورفيريا، فالعلاج قد يكتم كليتيها |
| Şimdi yapmamız gereken tek şey Beverly'nin Böbreklerini ve dolayısıyla, katilini bulmak. | Open Subtitles | في الوقت الحالي، الخيط الوحيد الذي نملكه هو أن نعثر على كليتيها وسيقودنا هذا إلى قاتلها |
| Ve ben, özverili böbrek bağışçılarına hiç tanımadıkları bir insana Böbreklerini bağışlayabilecek kadar büyük bir şefkate nasıl sahip olduklarını sorma şansına sahip oldum. | TED | الآن، قد سنحت لي الفرصة أن أسأل العديد من متبرعي الكلى الإيثاريين كيف استطاعوا توليد مثل هذه الدائرة الواسعة من التعاطف والتي جعلتهم مستعدين لمنح إحدى كُلاهم لشخص غريب تماماً. |
| Eğer o benim çocuğumsa, o zaman o Harry'nin çocuğu değil ve onun Böbreklerini alamaz. | Open Subtitles | ...اذا كانت ابنتي انها ليست ابنة هاري لا يمكنه ان يأخذ كليته |
| Kan zehirlenmesi, organ iflası derken, bir de bakmışsın Böbreklerini alıyorlar. | Open Subtitles | تعفن الدم ، خلل بالجهاز . بدون ان تنتبه .وسوف ينتزعو كليتيك من مكانها |
| Hastanın Böbreklerini kontrol etmek. | Open Subtitles | تفقد كليتا المريض. |
| Böbreklerini falan sat. | Open Subtitles | بع كليتك, شيئاً من هذا القبيل |
| O.. çocuğu Böbreklerini bile tekmelemiş. | Open Subtitles | هذا الوغد ركلها حتى في كليتها |
| Bu at Böbreklerini kontrol ettirmeli. | Open Subtitles | كان عليّ أن أفحص كليتي |
| Taze plazma Böbreklerini tıkayan hasarlı kırmızı kan hücrelerini yerini alacak. | Open Subtitles | البلازما الحديثة ستستبدل الخلايا الحمراء المتضررة و التي تسد كليتاه ذلك يبدو مليئا بالامل |