| - böyle değil bu şekilde değil. - Evet böyle defol! | Open Subtitles | ليس هكذا، ليس هكذا اخرجى من هنا |
| - böyle değil bu şekilde değil. - Evet böyle defol! | Open Subtitles | ليس هكذا، ليس هكذا اخرجى من هنا |
| - böyle değil. Uçakta ölüm-kalım'la ne demek istedin? | Open Subtitles | - ليس هكذا ماذا كنت تقصدين بأنها مسالة حياة أو موت ؟ |
| Demek istediğim... Yani pek çok bayan sevdim, ama böyle değil. | Open Subtitles | أعني، لقد أحببت الكثير من السيدات لكن ليس بهذه الطريقة |
| Burada değil, böyle değil. | Open Subtitles | ليس بالأسفل هنا ليس بهذه الطريقه |
| Onu başka şekilde cezalandıracağız, böyle değil. | Open Subtitles | ,سوف نعاقبه بطريقة آخرى ليس هكذا |
| Fakat benim eğlence anlayışım böyle değil artık evde çok daha kaliteli bir şarabım var ve sutyenimi bir an önce çıkarmalıyım. | Open Subtitles | -ولكن ليس هكذا أستمتع الآن لديّ نبيذ أفضل بكثير في المنزل ، وأحتاج حقاً أن أخلع صدريتي .. |
| Sadece ben olduğumda, böyle değil. Ama... | Open Subtitles | هو ليس هكذا عندما أكون أنا فقط |
| Tamam, çocuklar, böyle değil: | Open Subtitles | حسناً, يا رفاق, ليس هكذا بل هكذا |
| Belki böyle değil ama hak yerini bulur. | Open Subtitles | ربما ليس هكذا لكن العدالة قادمة |
| Ama, aslında böyle değil. | Open Subtitles | ولكن الأمر ليس هكذا علي الإطلاقْ |
| İlk olarak, sesi böyle değil. | Open Subtitles | اولا وقبل كل شئ، صوته ليس هكذا |
| - Onları gemiden uzaklaştırmalıyız! - böyle değil! | Open Subtitles | ـ علينّا إبعادهم عن السفينة ـ ليس بهذه الطريقة |
| - Lanet olsun siktir git! - Hayır böyle değil. | Open Subtitles | اخرجى من هنا كلا، ليس بهذه الطريقة |
| - Lanet olsun siktir git! - Hayır böyle değil. | Open Subtitles | اخرجى من هنا كلا، ليس بهذه الطريقة |
| Burada değil, böyle değil. | Open Subtitles | ليس بالأسفل هنا ليس بهذه الطريقه |
| Çoğu zaman hafızası kuvvetli olan insanların doğuştan yetenekli olduklarını kabul ediyoruz, fakat gerçekte böyle değil. | TED | نتحدث كثيراً عن أناس يمتلوك ذاكرة قوية كما لو كانت هبة فطرية ولكن هذا ليس هو الحال |
| Ev gerçek olmalı. Her zaman ve daima. böyle değil. | Open Subtitles | المنزل الحقيقي يكون دائماً وأبداً، وليس هكذا |
| Sana bir yol haritası ya da kullanma kılavuzu verebileceğimi ama ne yazık ki hayat böyle değil. | Open Subtitles | ...أنه يمكنني فقط أن أعطيك خارطة الطريق كتاب تعليمات, و لكن لسوء الحظ, الحياة ليست هكذا |
| Seninle evlenmeyi çok isterdim Harry ama böyle değil. | Open Subtitles | احب ان اتزوجك , هارى . لكن ليس مثل هذا |
| Ama durum böyle değil. | Open Subtitles | لكن ليست هذه هي القضية. |
| Beni vuramazsın. En azından böyle değil. Gözünü kırpmadan. | Open Subtitles | لن تُطلقَ النارَ عليّ ليس بهذا الشكل ... |
| Onların tarzı böyle değil. Onlar çok daha ustaca çalışır. | Open Subtitles | . تلك ليست طريقتهم ، إنهم بارعون جداً |
| Kurallar böyle değil. | Open Subtitles | ليس تلك هي القواعد |
| Yani, gerçekten, böyle değil. | Open Subtitles | القتال الحقيقي ليس كهذا |
| Ama gerçek hayati dusunurseniz, bu hiç de böyle değil. | TED | و لكن إذا نظرتم إلى الحياة الواقعية، فهي ليست كذلك على الإطلاق. |