| Sanırım ikimiz de Böyle olacağını biliyorduk. İkimiz için de üzücü oldu. | Open Subtitles | كلانا كان يعرف أن هذا سيحدث و سيسبب نوع من الحزن لكلينا |
| Böyle olacağını bilmeliydim. Maris'in bavulunu ne zaman.. | Open Subtitles | يجب أن أعرف أن هذا سيحدث ..دائماً أهمل ظهري |
| - Böyle olacağını biliyorduk. | Open Subtitles | حسناً, نحن نوعاً ما كنا نعرف أن ذلك سيحدث, |
| Elena Böyle olacağını bildiğini söyledi. Bu kısmı biliyor musun? | Open Subtitles | (إيلينا) قالت أنها توقعت حدوث ذلك, هل أخبرتكِ هذا الجزء؟ |
| Böyle olacağını anlamalıydım. Elbette, aileni bu işe bulaştıracaksın. | Open Subtitles | كان علي معرفة أن هذا سيحصل بالطبع ستورطي والديكِ بهذا |
| Teğmenim, Böyle olacağını tahmin etmedim. | Open Subtitles | أيّها الملازم، لم أكن أعرف أنّ هذا سيحدث. |
| Böyle olacağını... | Open Subtitles | . . لم يكن لديّ فكرة أن الأمر سيكون هكذا |
| - Kimse bir kızdan kamyon almaz. - Böyle olacağını biliyordum. | Open Subtitles | ـ لن يشتري أحد شاحنة من فتاة ـ كنت أعرف بأن هذا سيحدث |
| Böyle olacağını biliyordum. Annemin üstüne yemin ederim, sizi arayacağım. | Open Subtitles | أعلم ان هذا سوف يحدث, سأتصل بك, أقسم بأمي أني سأتصل بك |
| Bir teselli olacaksa eğer Böyle olacağını ben de anlamadım, üstelik onu iyice incelemiştim. | Open Subtitles | ،إذا كان هذا من طيب التعزية لم أتوقع حدوث هذا مع أنني فحصتها |
| "Beni affedin. Böyle olacağını bilmiyordum. Ölmeyi hak ediyorum." | Open Subtitles | أعذرني لم أتوقع أن هذا سيحدث أنا أستحق الموت |
| Ama kimse bana inanmadı. Böyle olacağını söylememiş miydim? | Open Subtitles | و لكن لم يصدقني أحد ألم أقل أن هذا سيحدث ؟ |
| Gerçek mi... Hiç Böyle olacağını düşünmemiştim... | Open Subtitles | أهى حقيقية لم أكن أعتقد أن هذا سيحدث أبداً |
| Belki de Böyle olacağını biliyordun. | Open Subtitles | لربما علمت أن هذا سيحدث.. لربما لهذا السبب وضعتها في جيبي |
| Bunun Böyle olacağını biliyordum | Open Subtitles | كُنْتُ أعلم أن هذا سيحدث و لكن لم أقُل شىءٍ |
| Dürüst olmam gerekirse; Böyle olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لنكون صادقين لم نتوقّع أن ذلك سيحدث |
| Onları susturmaya çalışacağım ama açıkçası Böyle olacağını biliyordum. | Open Subtitles | لكن لأكون صادقاً كنت أعرف أن ذلك سيحدث |
| İdare, Böyle olacağını tahmin edemedi mi? | Open Subtitles | أعني لابُد أن الإدارة توقعت حدوث ذلك |
| Sarhoş olmuş. Böyle olacağını biliyordum. | Open Subtitles | إنه مخمور كنت واثقاً من أن هذا سيحصل |
| Böyle olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | إنّي آسفة. لم أعتقد أنّ هذا سيحدث. |
| Böyle olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن الأمر سيكون هكذا |
| Hayır, um..Böyle olacağını bildiğini sanmıyorum, yani, eminim. | Open Subtitles | لا .. لا أعتقد بانه كان يعلم بأن هذا سيحدث |
| Böyle olacağını bilseydim-- | Open Subtitles | لو كنت اعرف ان .. هذا سوف يحدث |
| Biliyordum Böyle olacağını ama dilim varmadı. | Open Subtitles | . لايمكنني القول بأنّي توقعت حدوث هذا |
| Sonunun Böyle olacağını biliyordum. Yelina, bir şey daha var. | Open Subtitles | بطريقة ما، دائماً أعرف أن النهاية ستكون هكذا |
| Morpheus Böyle olacağını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال مورفيوس أن الأمور ستحدث بهذه الطريقة |
| Böyle olacağını biliyordun. | Open Subtitles | تعلمون أن هذا كان سيحدث |
| Yemin ederim, Böyle olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم تعتقد أنني سأتعرف عليك ؟ أقسم لك لم أعلم أنه سيكون هكذا |