| Aşırı sıcaklık dışında, değil mi? böylesini daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | ما عدا الحرارة المرتفعة, لم أشهد شيئاً من قبل مثل هذا. |
| böylesini daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | ما عدا الحرارة المرتفعة, لم أشهد شيئاً من قبل مثل هذا. |
| Bu garip aslında. böylesini daha önce görmemiştim, bu kadar ufağını. | Open Subtitles | هو غريب، مع ذلك، أنا لم أرى مثله من قبل، وبصغره أيضاً |
| Elektromanyetik düzensizlikler efendim ve böylesini görmedim. | Open Subtitles | موجات كهرومغنطيسية من المقياس، القائد. أنا أبدا ما رأيت أي شئ مثله. |
| Aslında tüfeğe böyle davranmamalıyım. böylesini bir daha bulamayabilirim! | Open Subtitles | لم يكن علي كسر البندقية لن اجد مثلها ثانية |
| İsviçre saati bay çingene. böylesini bulamazsınız. | Open Subtitles | ساعات سويسرية، أيها السيد الغجري سوف لن تجد مثلها أبداً |
| Gizli Dosyalarda, düzinelerce, bu tip şifa verenlerle karşılaştım ama böylesini görmedim. | Open Subtitles | لقد صادفت العشرات من المعالجين الروحانيين فى الملفات الخفية ، لكن لم أرى أحدا مثل هذا |
| - daha önce böylesini görmemiştim... - seni korkutmadı mı? - hiç görmedim ki... | Open Subtitles | انا لم ارى عضو مثل هذا من قبل هل كان يخيفك به؟ |
| Evet görmüştüm ama böylesini görmemiştim. | Open Subtitles | و لكن ليس مثل هذا , أنا لم أرك من قبل ترقص مثل هذا |
| Daha önce böylesini hiç görmedim. | Open Subtitles | اتمنى لو كنت استطيع البوح لم ارى مثل هذا من قبل |
| Ben de istiyorum. böylesini alamayacaksın. | Open Subtitles | ولدي أنا ايضا لن تحصل على شيء مثل هذا ابدا |
| Daha önce hiç böylesini görmemiştim. | Open Subtitles | لم ألاحظ أبداً في حياتي شيئاً مثل هذا من قبل، أرأيت؟ |
| Aynı mekânda bir sürü yavru. böylesini kimse görmedi. | Open Subtitles | الكميه الأعظم للأطفال الرضع شىء لم يرى احد مثله مطلقاً |
| Hatta böylesini aldığımızı hiç hatırlamıyorum. | Open Subtitles | في الواقع، لم أسمع أننا تلقينا تحذيراً مثله قط. |
| Eminim böylesini görmediniz. | Open Subtitles | أراهنك بأنك لم تري مثله من قبل |
| Ve yalnızca işi kastetmiyorum, gerçek şu ki, arkadaşım gerçek bir dosttu böylesini bir daha bulamazsınız. | Open Subtitles | إننى لا أطرح هذا السؤال على المستوى المهنى فحسب بل لأنك لن تجد صديقاً مثله صديقاً حقيقياً بمعنى الكلمة أنك لن تقابل مثله أبداً |
| Ne burada ne de 200 tane akort ettiğim New South Wales'de böylesini gördüm. | Open Subtitles | لم أرى واحدة مثلها هنا ولا في نيو ساوث ويلز |
| Ne burada, ne de 200 tane akort ettiğim New South Wales'de böylesini görmedim. | Open Subtitles | لم أرى واحدة مثلها هنا ولا في نيو ساوث ويلز حيث قمت بضبط نغمة حوالي 200 |
| Aslında tüfeğe böyle davranmamalıyım. böylesini bir daha bulamayabilirim! | Open Subtitles | لم يكن علي كسر البندقية لن اجد مثلها ثانية |
| Fas'ın hiçbir yerinde böylesini bulamazsınız. | Open Subtitles | لن تجدي كنزاً كهذا في المغرب. |
| böylesini gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت هذا الكارت قبل ذلك؟ |
| Gittiğim onca diyar içinde böylesini hiç görmedim. | Open Subtitles | مِنْ بين كلّ البلاد التي زرتها لمْ أرَ مثيلاً لهذا |