| Hayır, böylece bütün bunlardan sıyrılıp davadan muaf tutulur. | Open Subtitles | لا، حتى يستطيع يمكنه الخروج من كل هذا دون الاعتقال |
| Bak, demeye çalıştığım, eğer bir adam seni bütün bunlardan bir yelkenliyle uzaklaştırmak istiyorsa... | Open Subtitles | أنا أقول بأن الرجل الذي يريد أخذك من كل هذا على مركب |
| Bazen keşke bütün bunlardan uyanabilsem diyorum. | Open Subtitles | أتمنى شيئاً أنه يمكننى أن استيقظ من كل هذا |
| Bir gün, söz veriyorum, ben uzakta bütün bunlardan alacaktır. | Open Subtitles | يوماً ما ، أعدك . سآخذك بعيداً عن كل هذا |
| Bazen bütün bunlardan uzaklaşmak iyi oluyor. | Open Subtitles | أحياناً أعتقد بأنه من الجيد الأبتعاد عن كل هذا |
| bütün bunlardan ne kazanmayı umduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | ما يثير فضولي هو، مالذي تريد تحقيقه من كلّ هذا الأمر |
| bütün bunlardan önce, annem onunla değil benimle ava çıkardı. | Open Subtitles | قَبل كُل هذا كانت أمي هي التي ذهبت للصيد، وليس له |
| bütün bunlardan ilişkiler söz konusu olduğunda sapıkça davrananın ben olmam gerektiğinin farkına vardım. | Open Subtitles | أتعرفان , أعتقد بأن ما أدركته من كل هذا , هو بأن الأمر عندما يأتي إلى العلاقات أحتاج أن أكون الشخص اللعوب |
| bütün bunlardan almanızı umuduğum şey bir yaratıcıya inanmayarak entellektüel bir intiharda bulunmayın | Open Subtitles | ما آمله من كل هذا هو أن لا ترتكبوا إنتحار عقلاني بالإيمان بوجود خالق وراء الخلق |
| Babacığın seni bütün bunlardan koruyamıyor çünkü öldü. | Open Subtitles | لم يعد أباكِ يحميكِ من كل هذا بعد الآن لأنه ميت |
| bütün bunlardan çıkan tek iyi şey seninle tanışmam oldu. | Open Subtitles | الشيء الجيد الوحيد التي خرجت به من كل هذا هو أنني قابلتك |
| Buradaki insanlar buna inanır, bütün bunlardan bunun çıkması gerekir. | Open Subtitles | وهذا هو ما يعتقده هؤلاء الناس هنا، هذا هو ما يجب أن يخرج من كل هذا. |
| Ama Magnolia iyi bir kız ve bütün bunlardan çok daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | لكن ماجنوليا فتاه جيده و هى أفضل كثيراً من كل هذا |
| bütün bunlardan uzakta olmalıydın. | Open Subtitles | كان لا بد لك أن تبقى بعيداً جداً عن كل هذا |
| Yani, bütün bunlardan sorumlu küçük yeşil kertenkele. Zira, eğer başına bir şey gelirse, başım büyük belada demektir. | Open Subtitles | السحلية الخضراء الصغيرة المسئولة عن كل هذا لانه إن وقع شيء له فسأكون بورطة |
| bütün bunlardan kurtulmak için öteki işi kabul ettim zaten. | Open Subtitles | سأقبل بالوظيفة الآخرى كيّ أبعدنا عن كل هذا. |
| Veya bütün bunlardan artık usanmış da olabilir. | Open Subtitles | أو ربما تكون تعبت من كلّ هذا |
| Veya bütün bunlardan artık usanmış da olabilir. | Open Subtitles | أو ربما تكون تعبت من كلّ هذا |
| Seni bütün bunlardan uzak tutmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أملت إنقاذك من كلّ هذا. |
| Sana yardım etmeye geldim bütün bunlardan kurtarmaya. | Open Subtitles | وإخراجكِ من كُل هذا |
| bütün bunlardan kaçınılabilirdi. | Open Subtitles | وكُنا سنتجنب كُل هذا |
| bütün bunlardan mahrum olduğun zamanlarda ondan hoşlanmış, hatta sevmiş bile olabilirsin. | Open Subtitles | فعندما تحرمين من كل ذلك يمكن أن تشعري بشيء قريب من الشعور بالحب |