| Kölelik; insana eşya muamelesi yapmak, kişisel haklarından mahrum bırakmak Bütün dünyada birçok şekilde görülmüştür. | TED | العبودية ومعاملة البشر كممتلكات والحرمان من الحقوق الشخصية أمور حدثت باساليب كثيرة في جميع أنحاء العالم |
| Bütün dünyada uyuşturucu açlığına yol açıyorlar. | Open Subtitles | هم يُسبّبونَ مجاعة مخدرِ في جميع أنحاء العالم. |
| Bildiğiniz gibi Amerikan rüyası uzun yıllardır Bütün dünyada milyonlarca kişiye ilham verdi | TED | تعلمون أن الحلم الأمريكي قد ألهم الملايين من الناس حول العالم لسنوات عديدة. |
| Ve Bütün dünyada aileden daha önemli bir şey yoktur. | Open Subtitles | وليس هناك شيء أكثر أهمية في العالم كله من الأسرة. |
| Bu sayede Bütün dünyada polisin toplumla ilişkisi değişecek. | Open Subtitles | انة سَيُغيّرُ العلاقات الإجتماعيةَ في كافة أنحاء العالم. |
| Bütün dünyada kullanılıyor. | Open Subtitles | تستخدم فى جميع انحاء العالم , حيث يستطيع الناس ان يجتمعوا مع بعضهم |
| Bütün dünyada canlı yayındasın. | Open Subtitles | انت في بث مباشر مع العالم بأكمله |
| İlk başta, haber Bütün dünyada yankılanır. | Open Subtitles | في البداية، ترددت أصداء الخبر في جميع أنحاء العالم. |
| Bütün dünyada tanınıyorum. | Open Subtitles | إنس هذا أنا معروف في جميع أنحاء العالم اللعين |
| Şu anda Bütün dünyada canlı yayındasınız çocuklar. | Open Subtitles | أنتم الآن ياشباب على الهواء مباشرة في جميع أنحاء العالم |
| Yarın ki tören Bütün dünyada yayınlanacak. | Open Subtitles | سيتم بث المواسم غدا في جميع أنحاء العالم |
| Bütün dünyada hayatın gelişmesi için ortam daha uygun hale gelmeye başlamıştı. | Open Subtitles | هذه الظروف مناسبة تمامًا لتطور الحياة في جميع أنحاء العالم |
| Babasının Bütün dünyada saklı olan mal varlıkları varmış. | Open Subtitles | والده لديه الكثير من الممتلكات في جميع أنحاء العالم |
| Bütün dünyada. Ve bu şirket büyük Alman elektronik devi Siemens. | TED | حول العالم. وتلك الشركة كانت شركة الالكترونيات الكبرى سيمنز |
| Burada, Brezilya'da, Amazon'da ve Bütün dünyada. | TED | هنا في البرازيل، في الأمازون حول العالم. |
| Bu işlem Bütün dünyada çalışan, şebekelenmiş bilgisayarlar ve kodlar üzerinden gerçekleştiriliyor. | TED | بل من خلال شفرة الحاسوب، متواجدة على آلاف من أجهزة الحاسوب المتصلة بشبكة الإنترنت حول العالم. |
| Sylvia Brown, bir istisna çünkü Bütün dünyada bu çağrımızı açıkça kabul eden tek profesyonel medyum. | TED | سيلفيا براون هي استثناء في هذا انها الوحيدة المتخصصة في القدرات النفسية في العالم كله وقد قبلت تحدينا هذا. |
| Eğer sıkı durursak, Çin'de ve Bütün dünyada barış sağlanır. | Open Subtitles | سوف يكون هناك سلام في الصين وفي العالم كله ربما انت على حق, السير آرثر إذا الدول الأخرى بقت |
| Bütün dünyada sadece bir tane Altın Bilet kaldı. | Open Subtitles | كما أخبركم، أصدقائي لم يبق إلا تذكرة واحدة في العالم كله |
| Bu sayede Bütün dünyada polisin toplumla ilişkisi değişecek. | Open Subtitles | انة سَيُغيّرُ العلاقات الإجتماعيةَ في كافة أنحاء العالم. |
| FBI'ın VI-CAP programı Bütün dünyada cinayetlerin ve katillerin izini sürer. | Open Subtitles | برنامج التعقب الخاص بالاف بي آي يتعقب الجرائم والمجرمين في كل انحاء العالم |
| Bütün dünyada canlı yayındasın. | Open Subtitles | انت في بث مباشر مع العالم بأكمله |
| Bütün dünyada ölümsüz birini arayıp durdum ve bak ne buldum! | Open Subtitles | لقد بحثت عن المخلدين فى العالم هل هذه هى نهايه البحث... . ؟ |
| İnanışa göre mesajlaşma Amerika'daki gençler arasında ve artık bugün Bütün dünyada her türlü edebî kültürün, en azından yazma becerisinin gerilemesi ve çökmesi anlamına geliyor. | TED | والفكرة هي أن الرسائل النصية تعني هبوط وسقوط أي نوع من الأدب الجدي ، او على الاقل القدرة على الكتابة بين شباب الولايات المتحدة بل و في العالم أجمع |
| Irkçılık Bütün dünyada var. Benim hayatımda bile biraz ırkçılık var. | Open Subtitles | تملأ العالم حتى في حياتي هناك عنصرية |