| bütün suçlamaları düşürdüklerinde montunu açtı ve "Yusef masumdur." tişörtü vardı. | Open Subtitles | و عندما أسقطوا كل التهم فتحت معطفها و كانت ترتدي قميص يوسف بريء و بدت على محياها هذه الإبتسامة الكبيرة |
| Sayın Yargıç, Bayan Vito ve Bay Wilbur'un ifadeleri ışığında, savcılık bütün suçlamaları geri çeker. | Open Subtitles | سيادة القاضي في ظل شهادة الآنسة فيتو ...والسيد ويلبر يطالب الإدعاء بإسقاط كل التهم |
| Ve Cabe Mcneil'a karşı bütün suçlamaları düşürmeye karar verdim. | Open Subtitles | و قررت أن أسقط كل التهم الموجهة إلى (كاب ماكنيل). |
| Ele alınan konu sanığın bütün suçlamaları kabul etmek istemesi savcılığın istisnai durum tespitine dayanarak idam cezası talebidir. | Open Subtitles | المسألة المطروحة هي فرض العقوبه عملاً بقرار المدعى عليه للإعتراف بالذنب في جميع التهم الموجه إليه في لائحة الإتهامات |
| Bana verdiğin bilgileri doğrulayabilirsem ikinize yapılan bütün suçlamaları düşüreceğim. | Open Subtitles | إذا أنا إستطعت تأكيد , المعلومات التي سوف تسلمها لي سوف أقوم بإسقاط جميع التهم . التي ضدكما |
| FBI hakkımdaki bütün suçlamaları bırakacak. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية يجب عليها إسقاط جميع التهم ضدي |
| Jeff, bir şartla bütün suçlamaları düşürmeyi kabul etti. | Open Subtitles | أن يسقط كل التهم بشرط واحد حسناً |
| Hollywood adına, bütün suçlamaları düşürüyoruz. | Open Subtitles | ونيابة عن هوليود، نسقط كل التهم. |
| Başkan Yardımcısı hakkındaki bütün suçlamaları kaldırıyor. | Open Subtitles | نائب الرئيس أسقط كل التهم ضدك |
| bütün suçlamaları düşür. | Open Subtitles | أسقطوا كل التهم. |
| O asla rüşvet kabul etmedi. ...biz de aleyhinizdeki bütün suçlamaları düşürelim. | Open Subtitles | وسوف نسقط كل التهم المرفوعة بحقك... |
| Hollywood adına, bütün suçlamaları düşürüyoruz. | Open Subtitles | ونيابة عن هوليود، نسحب كل التهم! |
| J-Serve ve Camilla Vargas aleyhine olan bütün suçlamaları geri çekiyoruz. | Open Subtitles | نسقط كل التهم الموجهة إلى( جيسيرف) و( كاميلافارغاس) |
| İşte bu nedenle Bay Clarence Wilcox'a yönelik bütün suçlamaları geri çekmeye karar verdim. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني قررت لسحب جميع التهم الموجهة إلى (السيد (كلارنس ويلكوكس |
| Başsavcı Bunting'i bırakıp bütün suçlamaları düşürmemizi söylüyor. | Open Subtitles | يصرّ المدّعي العام على إطلاق سراح (بانتينغ) وإسقاط جميع التهم |
| Bugün, New York Temyiz Mahkemesi Yargıcı Michael Obus eski IMF başkanı hakkındaki bütün suçlamaları davacının güvenilirliğindeki sorunlar sebebiyle düşürdü. | Open Subtitles | اليوم, قاضي المحكمة العليا (مايكل أوبس) قام بصرف جميع التهم التي كانت ضد الرئيس السابق لصندوق النقد الدولي بعدما رأى المدعي العام بعض المشاكل |