| Sizi yalnız bıraktığım için özür dilerim ama büyük adamı karşılamamız gerekiyordu. | Open Subtitles | آسف على ترككم هنا ولكن لا بُدَّ أن نرحب بعدودة الرجل الكبير |
| Asistanlık sınavına tekrar girmen, seni kampüsün büyük adamı yapıyor mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنّ إعادتك لامتحان المستجدّين ستجعلك الرجل الكبير في هذا الحرم؟ |
| Kendin için yaptın. Böylece büyük evin büyük adamı olabileceksin! | Open Subtitles | فعلت ذلك لنفسك، لتكون الرجل الكبير في البيت الكبير |
| Bu yolda devam edersen zamanının en büyük adamı olacaksın. | Open Subtitles | اجعله طريقك للنهاية ستصبح رجل عظيم بهذا الزمن |
| Önemli işlerin büyük adamı. | Open Subtitles | إنه رجل عظيم ومهم. |
| Ama şimdi yukarıdaki büyük adamı görmek için gidiyorum. Senin söylediğin gibi. | Open Subtitles | لكن الآن، سأصعد إلى أعلى لمقابلة الرجل الكبير في الطابق العلوي، كما تقول أنت. |
| Hey, kampüsün büyük adamı. | Open Subtitles | الرجل الكبير بالجامعة |
| O büyük adamı öyle boynu bükük görmek. | Open Subtitles | أن ترى رجل عظيم طرح أرضاً. |