Hayatımızda büyük etkisi vardı. Bize pek çok şey öğretti. | Open Subtitles | لقد كان لة تأثير كبير في حياتنا فلقد علمنا الكثير من الاشياء |
Ekonomik sistemimize büyük etkisi oldu. | Open Subtitles | كان هناك تأثير كبير على أنظمتنا الإقتصادية |
Burada, dünya modasının büyük etkisi ortada iken, bu konuda yapılan bir araştırma, bu giysileri satın alan insanların da olay üzerinde artan derecede bir etkisi olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كما هو واضح تأثير كبير التي هي الموضة في عالمنا، هناك أبحاث متزايدة |
Ve eğer bu sitelerde harcadıkları zamana bakacak olursak gerçek anlamda sosyal alana hakimler ki bu alan eski medya üzerinde çok büyük etkisi olacak bir alan. | TED | ومن ثم اذا نظرتم الى مقدار الوقت الذي يقضونه على هذه المواقع، فإنهن حقاُ يسيطرن على فضاء وسائل الإعلام الإجتماعية، وهي مساحة لديها تأثير كبير جداً على وسائل الإعلام التقليدية. |
Ama benim için, zamanından vazgeçip beni sorgulamadan ve gizlilik içinde dinleyen bir gönüllünün hayatımı değiştirme konusunda çok büyük etkisi oldu. | TED | لكن بالنسبة لي، فالمتطوع، الذي يتخلي عن بعض من وقتهم ويستمع إلي من غير إصدار الأحكام بسرية تامة كان لديه تأثير كبير في حياتي |
İyi çünkü "House of Mirth"ın Clayton üzerinde çok büyük etkisi vardır. | Open Subtitles | "جيد, لأن "بيت الفرح كان لها تأثير كبير على كلايلتن |
Babamın, üzerimde çok büyük etkisi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف والدي لها تأثير كبير على لي. |
Starbucks’ın buradaki büyük etkisi. | TED | هنا تأثير كبير من ستاربكس |
Bunu sık sık tekrarladıklarında yalnızca bir sınavı değil, derslerini rahatlıkla geçebilecek ve üniversiteden mezun olacaklardır, bunun onların gelecekteki kazanma potansiyeli üzerinde büyük etkisi var. | TED | وإذا قاموا بذلك بما يكفي، فإنّهم لن يستطيعوا النجاح في الاختبار فحسب بل سيكون النجاح في مقرراتهم أسهل أيضاً، وربما يتمكنون من إنهاء الدراسة الجامعيّة، وهذا له تأثير كبير على إمكانياتهم في ما يتعلق بإيراداتهم المستقبليّة. |
Navajo inançlarına göre, Dünya ve Dünya üzerinde yaşayan varlıkların var oluşumuza büyük etkisi vardır. | Open Subtitles | [رجل] لالنافاهو ، الأرض ومخلوقاته... لها تأثير كبير خلال وجودنا. |
Onun vali üzerinde çok büyük etkisi var. | Open Subtitles | لديه تأثير كبير على الحاكم |
Onun vali üzerinde çok büyük etkisi var. | Open Subtitles | لديه تأثير كبير على الحاكم |
Ve bunu sadece eğlenceli olduğu için değil -- gerçekten çok eğlenceli olsa dahi -- ama aynı zamanda araştırmalarımızın tekrar tekrar, eğlence ve oyunun insan hayatı üzerinde çok büyük etkisi olduğunu mesela politik inançları ve sağlıkları üzerinde etkisi olduğunu gösterdiği için yapıyorum. | TED | وأقوم بذلك ، ليس لمجرد أنه شئ ممتع -- ولكنه في الواقع، ممتع جداً -- ولكن أيضاً لان أبحاثنا أظهرت مراراً وتكراراً أن الترفيه واللعب لديهم تأثير كبير على حياة الناس -- على سبيل المثال، على معتقداتهم السياسية وعلى صحتهم. |