| büyüklük ne zaman kötüye kullandırır kendini? vicdanı devlet gücünden ayırdığı zaman. | Open Subtitles | إن إساءة استعمال العظمة تتجلى عندما ينفصل الضمير الحيّ عن السلطة |
| büyüklük bu kabus sona erene kadar bekleyebilir. | Open Subtitles | حيث ان العظمة يمكن ان تنتظر حتى ينتهى ذلك الكابوس |
| büyüklük, diğer adamlara imkansız gözüken şeyi başarmakla ilgilidir. | Open Subtitles | العظمة هي تحقيق ما يبدو مستحيلاً للرجال الآخرين |
| büyüklük, şekil ve bazen de renk olarak farklılık gösterirler. | TED | تختلف في الحجم,الشكل, وفي بعض الاحيان اللون |
| Beni büyüklük sırasına göre koridorlardada yürütüyorlardı. | TED | كان يتركونني أتمشى تحت في آخر الممرات حسب ترتيبها في الحجم |
| Şey, Bu büyüklük başkalarının göremeyeceği bir şey, ama var. | Open Subtitles | بالواقع، هي عظمة لا يراها الآخرون، ولكنها موجودة |
| Sende bir büyüklük var. Adamların peşinden ateşe atlar. | Open Subtitles | تستطيع أن تحقق أي شيء تريد إنكَ تمتلكُ العظمة |
| büyüklük, birisinin içine çekmeyi öğrenmesi gereken nadir bir havadır. | Open Subtitles | العظمة هواء مخلخل على المرء أن يتعلم كيف يتنفسه |
| Seni son dakikada kiraladığımızı biliyorum ama başarı büyüklük değil, başarı bütün dünyanın hizmet ettiği tek Tanrıydı. | Open Subtitles | أعرف أننا عيَّناك في آخر لحظة، لكن النجاح النجاح لا العظمة |
| büyüklük nedir bilen biri varsa o da bu adamdır. | Open Subtitles | إن كان أي أحد على علم بماهية العظمة فهو هذا الرجل أمامكم مباشرة |
| Coşkun bir narsizm, büyüklük kompleksi ve abartılı bir paranoya. | Open Subtitles | ،تفشّي الأنانيّة، أوهام العظمة .التشكّك من التفتّح المُدرك ذاتياً |
| Bu büyüklük dedikleri bir şans meselesi değil, bir seçim meselesidir derler. | Open Subtitles | يقولون أن تلك العظمة ليست مسألة فرصة بل مسألة خيار |
| HC: büyüklük her şey değildir, Bruno. | TED | هاري: ليس الحجم هو كل شئ يا برونو. برونو: أنا متأكد. |
| Trafik, akışı engellenmeksizin, efektif olarak büyüklük ve içeriğe göre ayrılır. | TED | يتمُ فصل حركة المرور بفعالية عن طريق الحجم والمحتويات دون عرقلة تدفق سيرها. |
| Geminin büyüklüğünü anlatan bir isim olsun istedim. büyüklük ise denge, lüks ve en önemlisi... güç demektir. | Open Subtitles | اردتُ اسماً مُعبّراً عن الضخامة المُطلقة للحجمِ، إذ أن الحجم يعني الثبات والترفِ. |
| Bol miktarda oksijen elde edildikten sonra büyüklük ve karmaşıklık kazanırsın. | Open Subtitles | بوجود حزمة من الأوكسجين، تحصل على الحجم والتعقيد. |
| Peki, ne diyorsun, büyüklük olarak, işe yarar mı? | Open Subtitles | حســناً , مــا رأيـك ؟ الحجم الكبير , هـل سوف ينـجح الأمر ؟ |
| Her diş ve bobin, büyüklük ve donanım için özel tasarlanmış. | Open Subtitles | كل جزء ولولب هو تصميم خاص من اجل الحجم والقوة |
| Ve gözlerimi onun cömert sperm fırlatıcısına dikmişken, hükümetin ve teğmen Victor'un göstermiş olduğu büyüklük için teşekkür ettim. | Open Subtitles | وبينما زال يداعب اعضاءه باستمرار شكرتُ الحكومة على على عظمة الملازم فيكتور |
| Diğerlerini ise büyüklük sürükler. Dün gece beni bu safsatayla etkilediğin doğru. | Open Subtitles | والاخرون يصبحون عظماء بانفسهم قلت لي ذلك امس |
| Şimdi büyüklük yapıp onu yanlış şeyler yapmadan önce bırakabilirim. | Open Subtitles | الآن أنا يُمكنُ أَنْ أكُونَ الشخصَ الأكبرَ وكفالة قبل هي تَعمَلُ. |
| Doğruluk ve büyüklük adına saldırılarımızın sonu gelmeyecektir. | Open Subtitles | سنتهجم مرة ثانية و ثالثة باسم ما هو كبير وحق |
| - Lütfen bana büyüklük taslama. | Open Subtitles | أرجوك لا تعاملني بتعالٍ |