| Sağ yanından bıçaklanmış. | Open Subtitles | وقطع الشريان الرئوى طعن الضحية من الخلف على الجانب الأيمن من القفص الصدري، |
| bıçaklanmış, dün akşam. Odanızdan çalınan bıçakla. | Open Subtitles | لقد طعن ليلة أمس بالسكين المأخوذ من غرفتك |
| O da bıçaklanmış. Hastaneye gidene kadar ölmüş. | Open Subtitles | وقد طعنت أيضاً ماتت عند وصولها الى المستشفى |
| Kapanış saatinde şu bardan çıktıktan sonra kalbinden bıçaklanmış. | Open Subtitles | طُعن في قلبه بعد أن خرج من تلك الحانة عند وقت الإغلاق |
| Dul Bırakan, kurbanlarını her zaman bağlardı ama beş numara bıçaklanmış. | Open Subtitles | لطالما كان صانع الأرامل يخنق ضحاياه، ولكن رقم 5 تم طعنه |
| 80 yaşında bir kadın, geceliği üstünde, yatağında bıçaklanmış pencere ve arka kapı zorlanmış. | Open Subtitles | امرأة عمرها 80 سنة طُعنت بثوب النوم في السرير اقتحموا منزلها من الخلف عبر النافذة |
| Montero'yu bir halk müzesinde bıçaklanmış olarak bulduk. Bir adamı bu şekilde öldürür müydün? | Open Subtitles | وجدناه مطعون وينزف في المتحف العام فهل تقتل رجلاً بهذه الطريقة؟ |
| İki kere bıçaklanmış, biri boyundan, biri mideden, şu şişeyle. | Open Subtitles | طعن مرتين في الرقبة والمعدة ، بتلك القنينة ـ لا بصمات على القنينة؟ |
| Gerçek bir şeyle bıçaklanmış. | Open Subtitles | معلقة على الجدار، وهذا الرجل حصلت على طعن من قبل الشيء الحقيقي. |
| Sırtından bıçaklanmış, hakları elinden alınmış bir köpek gibi deliğe tıkılmış bir adamın taklidini. | Open Subtitles | انطباع لرجل طعن في ظهره جرد من حقوقه الخاصة ورمي مثل الكلب |
| Kurban birkaç kere bıçaklanmış, ateşe verilmiş ve bağırsakları çıkarılmış. | Open Subtitles | الضحيّة قد طعن عدّة مرّات أضرم النار به وإحترق |
| Ve 15 santimlik testere ağızlıyla sırtından bıçaklanmış. | Open Subtitles | أيضا طعنت في الظهر بنصل بطول 6 بوصة مسنن |
| O da sırtından bıçaklanmış. Hem de Zoya'yı öldüren aynı bıçakla. | Open Subtitles | أيضا طعنت في الظهر بنفس السكين الذي أستعمل لقتل زويا |
| Vurulmuş, bıçaklanmış asla ölmüyormuş. | Open Subtitles | .. لقد تم اطلاق الرصاص عليه لقد طُعن إنه لا يموت أبداً |
| Sırtının alt yanından belli bir kuvvet kullanılarak bıçaklanmış. | Open Subtitles | هذا المسكين طُعن فى اسفل ظهره ببعض القوة |
| Anlıyorum. Peki sırtından mı bıçaklanmış? | Open Subtitles | أرى ذلك , و قد تم طعنه في ظهره كما قلت ؟ |
| Bir çok kez bıçaklanmış ve saçları kesilmişti. | Open Subtitles | ، كانت قد طُعنت كثيراً . و كان كل شعرها مقطع |
| Kurban masasının başındaki sandalyede oturuyordu yüzü yumruklanmış, iki kez bıçaklanmış, boğazı kesilmiş. | Open Subtitles | وجد الضحية جالساً على كرسي المكتب مثقوب الوجه مطعون مرتين |
| Meğer kendi bıçağı ile bıçaklanmış. | Open Subtitles | تبين , انة قد تم طعنة بواسطة سكينتة الشخصية |
| Sınıfımdaki bir çocuk, bir gün sınıfa bıçaklanmış bir halde geldi, önceki gece olmuş. | TED | قد جاء طالبٌ إلى صفي يوماً كان قد تعرض للطعن في الليلة السابقة. |
| Teğmen bir yıl önce, eve geldim ve eşimi bıçaklanmış buldum. | Open Subtitles | ملازم أول قبل عام ، عدت إلى البيت لأجد زوجتي مطعونة |
| Kurbanlar göğüslerinden bıçaklanmış, sonra da büyük ihtimalle kendi kanlarında boğulmak üzereyken, vurulmuşlar. | Open Subtitles | الضحايا طعنوا في الصدر ثم محتمل وهم يختنقون بدمائهم أصيبوا بالرصاص سبب وفاتهم جميعاً |
| Bu adam üç kez vurulmuş ve bir kez de bıçaklanmış biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم هذا الشخص قد اُصيب بأعيرةً نارية لثلاثِ مرات و طُعِنَ لمرتين ، صحيح ؟ |
| Vurulmuş, bıçaklanmış ama başka bir gün ölmek için mi yaşamış? | Open Subtitles | أطلق عليه النار, وطعن ولكنه عاش ليموت في يوم آخر؟ |
| Bıçaklanmışlar. İki ve üç defa. Kadın iki kez bıçaklanmış. | Open Subtitles | لقد تم طعنهم, مرتان او ثلاثة هى تم طعنها مرتان |
| Taciz edilip bıçaklanmış 6 yaşında bir erkek çocuk bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا صبيا عمره 6 سنوات تعرض للاساءة و الطعن |