| Komşular taşınıyor. Herhalde sonunda bu depremlerden bıktılar. | Open Subtitles | الجيران ينتقلون من هنا اخيراً تعبوا من كل هذه الزلالزل |
| Bu rahatsızlığı yaşayanlar, tosbağalar gibi kendi kabuklarına çekilmekten bıktılar. | Open Subtitles | الذين يعانون هذة الحالة تعبوا من الأختباء مثل السلاحف في قواقعها. |
| Başlarını ağrıtan karmaşık şeylerden bıktılar. | Open Subtitles | تعبوا من الأمور المعقدة ، التي تُصيبهم بالصداع .. |
| İnsanlar suçtan bıktılar, korkmaktan bıktılar. | Open Subtitles | لقد سئم الناس من الجرائم، سئموا من الخوف. يحتاجون لعلامةٍ تُبين لهم إتخاذنا للاجراءات. |
| Hiç işte, zamanla bıktılar. | Open Subtitles | لا شيء، إنهم سئموا. |
| Ciddileşmemi beklemekten bıktılar ve beni terk ettiler. | Open Subtitles | لقد تعبوا من انتظاري أن أصبح جاداً في العلاقة وتركوني |
| Mucize beklemekten bıktılar. | Open Subtitles | تعبوا من الإنتظار للمعجزة واللغز. |
| Aldatmacalardan bıktılar. | Open Subtitles | لقد تعبوا من خداع السياسين لهم |
| Konuşmaktan bıktılar. | Open Subtitles | لقد تعبوا من التحدث |
| Yanlarında kalmamdan bıktılar. | Open Subtitles | سئموا من بقائي معهم |
| Aynen. Bu ülkenin gittiği yoldan artık bıktılar. | Open Subtitles | تماماً سئموا من هذه السياسة |
| - Sesimi duymaktan bıktılar zaten. - Pekala. | Open Subtitles | -لقد سئموا من سماع صوتي على أيّة حال . |