| Doğruyu söylemek gerekirse bıktım usandım. | Open Subtitles | لا أخفيك سرّاً لقد سئمت وضِقْت ذرْعاً من ذلك |
| Bu adamlar tarafından kandırılmaktan bıktım usandım. O yüzden böyleyim. | Open Subtitles | لقد سئمت وتعبت من تواجدي مع هؤلاء الملاعين، هذا هو السبب |
| Çünkü bu evin içinde dolaşıp, boş olduğunu görmekten bıktım usandım, sebebi bu. | Open Subtitles | لأني سئمت من دخول هذا البيت.. و أجده فارغ، هذا هو السبب |
| Rodney haklı. bıktım usandım. Sadece mızmızlanıyor ve hiçbir şey yapmıyoruz. | Open Subtitles | رودنى على حق على تعبت من الشكوى وقول أنني لا أستطيع فعل شيء |
| Hayatıma karışmandan ve sevdiğim kadına hakaret etmenden bıktım usandım artık! Bunu yapmaya devam edersen, ciddi bir sorunumuz var demektir. | Open Subtitles | معك حق ,هذا يكفي سأمت من تدخلك في حياتي وحديثك بالسوء عن المراة التي احبها واذا استمريت ,فسيكون لدينا مشكلة حقيقية |
| Senin boklarınla uğraşmaktan bıktım usandım ve artık yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | لقد سئمتُ من التعامُل مع كُل قذارتك. ولم أعُد أريد هذا بعد الآن. |
| Yapma, şu saçmalıklarından bıktım usandım artık. | Open Subtitles | ..توقف عن ذلك لقد تعبت ومللت من الإزعاج الذي تحدثه |
| Peki. Senden ve psikiyatri gevezeliklerinden bıktım usandım. | Open Subtitles | يا إلهي لقد سئمت منك ومن إختلالك الغير منقطع |
| Pis olduğumu düşündükleri için beni gördükleri gibi kaçanlardan bıktım usandım. | Open Subtitles | اسمع , لقد سئمت من كل شخص ينظر إلى ثم يرحل لأنه يعتقد أننى قذرة |
| Dinle beni genç adam, bu tavırlarından bıktım usandım. | Open Subtitles | اسمع أيها الشاب لقد سئمت منك و إذا طلبت منك أن تفعل شيئاً في المستقبل |
| Sen dikkatli ol. Dikkatli olmaktan bıktım usandım artık. | Open Subtitles | لا، أنت توخّ الحذر فأنا سئمت من توخي الحذر |
| Yargılanmaktan bıktım usandım, buna ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لقد سئمت من استمرار الحكم علي و لا أحتاج لهذا |
| Bütün şehri aradım. Burada oturmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | لقد بحثت في المدينة كلها تعبت من الجلوس هنا |
| Tüm bu eziyet tehditler ve intikamın o sapkın hallerinden bıktım usandım. | Open Subtitles | لقد مللت و تعبت من الاضطهاد التهديدات و أعمال النتقام الشريرة |
| Bu embesilin yanında asılı olmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | لقد سأمت من كونى مُعلق بجانب هذا المعتوه |
| Bak ne diyeceğim, senin bu psikopat konuşmalarında bıktım usandım artık. | Open Subtitles | لقد سئمتُ من حديثكِ المختل عقليّاً، لقد سئمتُ من ذلك |
| Bir Amerikalı olduğum için özür dilemekten bıktım usandım artık. | Open Subtitles | لقد تعبت جداً من الإعتذار عن كوني أمريكي. |
| İnsanların küstahça insan-salyangozların bir şekilde yavaş olduğunu dile getirmelerinden bıktım usandım artık. | Open Subtitles | لقد مللت وتعبت من الناس الذين يظنّون أنّ الحلزون البشري بطيء نوعا ما. |
| Ben bıktım usandım. Eve gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا متعب ومريض وأريد أن أذهب للبيت |
| Tamam, biliyor musun aynı kavgayı etmekten bıktım usandım tekrar ve tekrar. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعرف ما، أنا مريض من وجود نفس المعركة مرارا وتكرارا. |
| Sizi bilmem ama, açıkçası ben azınlık grupların günümüz toplumunda marjinalleştirilmesinden bıktım usandım... | Open Subtitles | لا أعلم بشأنكم ولكن بصراحة أنا مريض ومتعب من كمية الأقليات المهمشة في مجتمع اليوم |
| Herkesin peşine düştüğü, elden ele geçen salak kızlardan bıktım usandım artık. | Open Subtitles | لقد مللت من الفتيات السخيفات اللواتي يجنّ بهنّ الجميع ويتجوّلن بحريّة. |
| Şu elektrik mevzusu için hır-gür çıkarmanızdan bıktım, usandım. | Open Subtitles | أَنا مرضت وتعبت من سماعي الشجار على الكهرباءِ دائماً |
| Buradan da bıktım, usandım. Hasta olmaktan da bıtkım, usandım. | Open Subtitles | وسئمت من هذا المكان وسئمت من كوني مريض |