| Kilitlenmemiş olarak bırakmamalıyız. | Open Subtitles | لا يجب علينا حقّا أن نتركه غير موصد |
| Onu bu halde bırakmamalıyız. | Open Subtitles | يجب ان لا نتركه في هذة الحالة |
| O zaman ormanın ortasında savunmasız bırakmamalıyız. | Open Subtitles | إذن لا يجب أن نتركه أعزل هنا. |
| Neyin uygun olduğunu belirlemeyi yapay zekâya bırakmamalıyız çünkü ne olacağını biliyoruz. Başka şeyleri sansürleyecek. | TED | ولم يجدر بنا أن نترك الأمر برمته للذكاء الاصطناعي لكي يقرر ما هو مناسب أم غير مناسب، لأننا نعرف ما يحدث. |
| Düşen her parçayı toplamalıyız. Geride kanıt bırakmamalıyız. | Open Subtitles | . علينا أن نلتقط كل قطعة خشب لا يمكننا أن نترك أي دليل |
| Ama yine de işi yarım bırakmamalıyız. | Open Subtitles | و بعيداً عن هذا , لا ينبغى أن نترك دليلاً |
| Büyükannemi yalnız bırakmamalıyız. | Open Subtitles | ربما لاأفضل أن نترك جدتي لوحدها |
| Büyükannemi yalnız bırakmamalıyız. | Open Subtitles | ربما لاأفضل أن نترك جدتي لوحدها |
| Bu insanları burada bırakmamalıyız. | Open Subtitles | لا يتعيّن أن نترك كلّ هؤلاء القوم هنا. |
| - İz bırakmamalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا ألا أن نترك دليلاً. |
| Belki de Sue'yu burada bırakmamalıyız. | Open Subtitles | ربما لا يجب أن نترك (سو) هنا |