| Ordu bağlantılarım, bu işi kurmama yardım etti. Satışlarımızın çoğu internetten. | Open Subtitles | معارفي العسكريين ساعدتني في إنشاء هذه التجارة معظم مبيعاتنا على الأنترنت |
| Şükür ki siyasi bağlantılarım var Oraya gitmekten kurtulmuş olacağım. | Open Subtitles | الحمد الله أنني لدي معارف في الدوائر السياسيه سأتدبر الأمر |
| Deniz aşırı ülkelerde birçok bağlantılarım var eğer sonra özel bir şeyler bakmak isterseniz sizin için bunun araştırmasını yapabilirim. | Open Subtitles | فأنا لديَّ اتصالات هنا وخارج البلاد غالباً ، لو كنتي تبحثين عن شيء محدد يمكنني توفيره لكي |
| Ayrıca artık 4G'ye geçme vaktin geldi. Mağazada bağlantılarım var. | Open Subtitles | وعليك أن تحصل على خدمة رباعة الأبعاد ولدي علاقات مع المتجر |
| Gerçekten, hayır, fakat görünüşe göre bağlantılarım üzücü bir şekilde yeteneklerimi görmezden geliyor. | Open Subtitles | بالتأكيد ، لا ، و لكن علاقاتي تبدو و كأنها لا تهتم لمواهبي. |
| Savcı bu dosyayla ilgilenmeye başladığında bağlantılarım yerel güçlerin yoluna çıkmaz. | Open Subtitles | عندما يقوم المدعي العام بتسريع القضية اتصالاتي لن تستطيع التدخل بعد الآن |
| Sizi şaşırtacak bazı bağlantılarım var. | Open Subtitles | لدي بعض الإتصالات الملكية التي قد تفاجئك |
| bağlantılarım, 500 kişilik bir milis grubunun harekete geçtiğini bildirdi. | Open Subtitles | مصادري أبلغتني بمشاهدة مجموعات من المتمردين تصل أعدادهم إلى 500 |
| Hem Jimmy benim Pittsburgh bağlantılarım sayesinde iyi kazanıyordu. | Open Subtitles | وكان جيمي يجني بعض المال من خلال معارفي ببيتسبيرغ |
| Hem Jimmy benim Pittsburgh bağlantılarım sayesinde iyi kazanıyordu. | Open Subtitles | وكان جيمي يجني بعض المال من خلال معارفي ببيتسبيرغ |
| bağlantılarım sayesinde Dışişleri Bakanlığı'nda çalışma şansım var. | Open Subtitles | بوجود معارفي لدي فرصة جيدة بالعمل في وزارة الخارجية |
| Sondaj kulesi için kereste alabileceğim bağlantılarım var çünkü böylesi acil durumlarda dostluk ilişkileri çok önemlidir. | Open Subtitles | لديّ معارف عمل لذا يمكنني جلب الألواح للرافعات تتمّ الأمور المماثلة لهذه عبر الأصدقاء بعجلة كهذه |
| Nereye gideceğim ki? Güney Amerika'ya yollarız seni. bağlantılarım var. | Open Subtitles | يجب أن تذهب أمريكا الجنوبية انا لدي معارف |
| Ve sorunum bağlantılarım olmadan işgalde nasıl orada olacağımdı. | Open Subtitles | لكن مشكلتي بأن لا ملك هناك اي معارف هو كيف اكون هناك عندما يتم الامر |
| Evet, bağlantılarım var ama bizi bu tarz durumdan kurtaracak türden değil. | Open Subtitles | أجل ، انا لديّ اتصالات ولكنّها ليست من النوع الذي يستطيع إخراجنا من موقف كهذا |
| Hudson'dayken Ralph Lauren'da müthiş bağlantılarım vardı. | Open Subtitles | عندما كنت في "هادسين" لدي اتصالات رائعة مع "رالف لورين" |
| Uçağı Darkhan, Moğolistan'da bulduk. O gitti. Dünyanın her tarafında bağlantılarım var. | Open Subtitles | وجدناها في دركان في منغوليا لقد اختفت لدي علاقات في تلك الجهة من العالم |
| ! bağlantılarım olmadığı için kötü adamları yakalayarak yükselmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد الارتقاء عن طريق القبض على الفاسدين في حين أنني لا أملك علاقات. |
| Bazı bağlantılarım var. Nüfuzumu kullanabilirim. | Open Subtitles | أعني أنني لديّ علاقاتي ويمكنني أن أحرك بعض الخيوط |
| Seni bir şehre götüreceğim, bağlantılarım var. | Open Subtitles | اختاري مدينة، وسأوصلك إلى هناك لدي اتصالاتي. |
| Hâlâ babamın şirketinde bağlantılarım var. Bu söylentiyi başlatırlar. | Open Subtitles | لايزال لي بعض الإتصالات بمؤسسة والدي يمكنهم نشر هذه الإشاعة |
| Ya benim kendi bağlantılarım varsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان لدي مصادري الخاصة؟ |
| Ardından bana mafyayla bağlantılarım olduğunu söylediler. | Open Subtitles | وبعد ذلك يقولون لي أنّها على صلات بجمعيات الثالوث |
| Kimsenin izini süremeyeceği bağlantılarım var orada. | Open Subtitles | انا املك بعض المعارف البعيدة عن الانظار في شيكاغو |
| Maryland Üniversitesinde hukuk okudum, orada hala bağlantılarım var. | Open Subtitles | أنا خريجة كلّية للحقوق لذلك مازال لدي إتصالات هناك أيضا |
| bağlantılarım. | Open Subtitles | ان كل هذا بسبببي |
| bağlantılarım iyidir. | Open Subtitles | -لحسن الحظ أن لدي واسطة |