| Bu bağrışmalar ve yer sarsıntıları varken nasıl uyuyabileceğimi sanıyorsunuz. | Open Subtitles | كيف يفترض بي النوم ، في هذا الصراخ و هذه الزلازل ؟ |
| Tüm bu bağrışmalar ve öfke ve hiddet, bunlar bir ruhu yaralar, Bradley. | Open Subtitles | كل هذا الصراخ و الثورة و العصبية انت تعرف بأن هذا يؤثر في روحي يا برادلي |
| Komşular evinizden bağrışmalar ve gürültülerin geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قال الجيران أنهُ كان هنالك الكثير من الصراخ و الصياح صادراً من بيتكَ |
| Mahşeri bir kalabalık, bağrışmalar ve kaos vardı. | Open Subtitles | كان بحراً من السجينات و الصراخ و الفوضى. |