| Bu fotoğrafta, Amerika Birleşik Devletleri büyüklüğündeki bir alan üzerinde duruyoruz ve tek başımızayız. | TED | في هذه الصورة، نحن نقف في منطقة بحجم الولايات المتحدة الأمريكية، ونحن لوحدنا بالكامل. |
| Söylemekten nefret ediyorum ama kendi başımızayız çocuklar. | Open Subtitles | أكره أن أقاطع حديثكم يارفاق لكن نحن لوحدنا |
| Dünyadan 880 milyon kilometre uzaktayız. Diyebilirim ki zaten kendi başımızayız. | Open Subtitles | نحن بعيدون 55 مليون ميل مِنْ الأرضِ أنا أَقُولُ بأنّنا لوحدنا الآن |
| Biz değiliz, adamım. Tek başımızayız. Her sivrisinek kendi başına. | Open Subtitles | على عكسنا يا رجل، نحن نعيش بمفردنا كل ناموسة تعتمد على نفسها |
| Öbürlerinin kendi hesapları var. Yani seni çıkarırsam tek başımızayız. | Open Subtitles | ان لديهم جدول اعمالهم الخاص, لذا سأخلصك, وسنكون بمفردنا |
| Polisle ilgili bir karışıklık olmuş, tek başımızayız. | Open Subtitles | كان هناك بعض الخلط فى شرطة مترو و نحن وحدنا |
| Burada kendi başımızayız. Tanrıların düzeni bu. | Open Subtitles | . نحن هنا لوحدنا , ذلك طريقتهم لترتيب الأمور |
| Belki de uzayda, ayrıcalıklı gezegenimizde yalnız başımızayız. | Open Subtitles | ربما نحن لوحدنا بالكون على كوكبنا المميز. |
| Tamamen bir başımızayız. Ama artık tek bir başımıza olmak istemiyoruz. | Open Subtitles | فقط لوحدنا ، لا نريد أن نكون لوحدنا بعد الآن |
| Denese bile bizi bulamaz. Kendi başımızayız. | Open Subtitles | وحتى لو حاول، فإنّه لن يجدنا أبداً نحن لوحدنا |
| Uh, bakın. Biz uzun zamandır buralarda tek başımızayız. | Open Subtitles | آسمع, لقد كُنا هُنا لوحدنا لوقتْ طويل جداً |
| Burada tek başımızayız. Ve ben buna alışık değilim. | Open Subtitles | ونحن هنا لوحدنا, وليس هذا المعتاد بالآمر |
| Bu yüzden kendi başımızayız. | Open Subtitles | حتى يكون لدينا ادلة دامغة لذا, نحن لوحدنا |
| Pekala, basitçe cinayet manyakları ve bir müfreze silahlı adama karşı tek başımızayız. | Open Subtitles | حسناً، الظاهر أننا لوحدنا. ضد إنتحاريّ مجنون، بصحبةِ مجموعة من الأوغادِ المسلحين. |
| Şimdi kendi başımızayız, Damian. Beni hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | لكننا لوحدنا يا داميان لا تخذلني |
| Delil henüz onaylanmadı, yani tek başımızayız. | Open Subtitles | ـ بدون دليل مادي، لا يُمكن الموافقة عليها ـ لهذا نحن نعمل بمفردنا. |
| Kısacası, tek başımızayız ve Sam'in canavarını durdurma şansımız yok. | Open Subtitles | لكن بإختصار نحن بمفردنا في هذا وليس لدينا أي طريقة لإيقاف وحش سام |
| Yakalanırsak, kendi başımızayız, bu da temize çıkmak yok demek. | Open Subtitles | إذا تمّ القبض علينا، فنحن بمفردنا في هذا ما يعني ليس هناك تبرئة |
| Ayrıca telefon hatları da kesilmiş. Kendi başımızayız. | Open Subtitles | وقد قُطع خط الهاتف وصرنا بمفردنا |
| Somali Havzası kıyısı boyunca tek başımızayız Mombasa'ya kadar. | Open Subtitles | و بعدها نسير بمفردنا بالساحل خلال الحوض "الصومالي" مُباشرةً إلى "مومباسّا". |
| Şu kayada bir başımızayız ama hala birbirimizi öldürmenin yollarını buluyoruz. Sakın felsefileşme. | Open Subtitles | نحن وحدنا في هذا المكان، ومع ذلك مانزال نجد طرقا لقتل بعضنا. |
| - Bir süredir kendi başımızayız. | Open Subtitles | لقد إعتمدنا على أنفسنا لوقت طويل لابدّ و أنّ هذا أمر قاسٍ |