| Bu grubun başındaki adam serbest çalışan bir SD-6 ajanı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الرجل الذى يدير هذه المجموعة *يدعى أنه عميلا سابقا فى ال*اس دى-6. |
| Ülkenin başındaki ihtiyarlardan bir farkınız yok! | Open Subtitles | انت مشابه للرجل العجوز الذي يدير هذه البلاد |
| Bu karnavalın başındaki kişi kim? | Open Subtitles | إنهم يفعلون ما يريدون من يدير هذه الحلبة ؟ |
| Federalleri arayacaksın ve onlara "Süper gizli operasyonunuzun başındaki kişiyle görüşmek istiyorum yoksa buradaki bir kaç kişiyi vuracağım" mı diyeceksin? | Open Subtitles | سوف تتصل بالحكومة وتقول دعني أتكلم عن المسؤول عن العمليات السرية لأنكم إذا لم تعطوني ياه سوف أقتل الناس؟ |
| ...Rusya'nın Yolcu üstündeki deneyleri yapan ekibin başındaki bilim adamıymış. | Open Subtitles | كان هو العالم الرئيسي المسؤول عن إجراءات تجارب "مسافر" روسيا |
| başındaki yaradan kan geliyor. - Nasıl yaralanmıştı? | Open Subtitles | إن الدم يأتي من الجرح في رأسه, ما سبب هذا الجرح؟ |
| Bu soruşturmanın başındaki dedektif. | Open Subtitles | هذا هو رقم المُحقّق المسئول عن هذا التّحقيق |
| Bu çirkinliğimi düzeltebilecek tek kişi... mutant tesisinin başındaki o İngiliz lavuk. | Open Subtitles | والشخص الوحيد الذي يمكنه إصلاح وجهي البشع هو وغد بريطاني كان يدير مصنع المتحولين |
| Olaylar sırasında Miami teşkilatının başındaki amir o olduğu için diye düşünüyoruz. | Open Subtitles | نفترض لأن الرئيس "كان يدير فرع "ميامي للمكتب في ذلك الوقت |
| Uluslararası Ticaret Sergileri'nin başındaki adam! | Open Subtitles | الرجل الذي يدير مارت للتجارة الدولية ؟ |
| Ben ciddiyim, Bex işte. Taraftar grubunun başındaki eleman. | Open Subtitles | انا جاد بيكس الرجل الذي يدير الشركة |
| Olaylar sırasında Miami teşkilatının başındaki amir o olduğu için diye düşünüyoruz. | Open Subtitles | نفترض لأن الرئيس "كان يدير فرع "ميامي للمكتب في ذلك الوقت |
| Hayes Tekstil'in başındaki Richard Mercer mı? | Open Subtitles | "ريتشارد ميرسر" الذي يدير "هايز" للصناعات؟ |
| 270 numara, işte BioTech'e geldik. Hazır olduğumuzda başındaki adamı terleteceğiz. | Open Subtitles | عندما ندخل إلى هناك سوف نضغط على الرجل المسؤول |
| Ben General Thompson, Afganistan operasyonlarının başındaki kişiyim. | Open Subtitles | أنا الجنرال تومسون, المسؤول عن العمليات في أفغانستان |
| İşin başındaki dahi hippiler heyecan dolu ve telefonların çekmediği bir yer bulmuşlar. | Open Subtitles | العبقريّ الهبي المسؤول اختار مكاناً ليس فيه ذبذبات، ولا استقبال هاتف، لذا فإنّي لمْ استلم هذه الرسالة. |
| Az önce merkezi arayıp, polis birliğinin başındaki yetkiliyle konuşmak istedi. | Open Subtitles | لقد اتصل بالقسم طالباً التحدث إلى المسؤول عن فرقة المطاردة. |
| Tüm o çılgınca askeri deneylerin başındaki adam oymuş. | Open Subtitles | كان الرجل المسؤول عن كل تلك التجارب العسكرية المجنونة |
| Bunun başındaki kişi nükleer cephanelikleri kontrol edeceğini varsayıyordur ve dolayısıyla nükleer başlı bombaların yerini bulma girişiminde bulunacaktır. | Open Subtitles | حسناً، نعتقد الآن أن أياً كان المسؤول أنه تولى القيادة والسيطرة لترسانتهم النووية ويحاول نقل الرؤوس الحربية |
| başındaki yaranın temizlenmesi lazım. | Open Subtitles | ذاك الجرح في رأسه بحاجة للتنظيف أحتاج لبعض الماء |
| başındaki yara sebebi ile bütün koruyucu önlemleri aldık. | Open Subtitles | اتخذنا جذرية تدابير احترازية... نظرا لطبيعة من جرح في رأسه. |
| Soruşturmanın başındaki ben değildim; Onlara bulduğum şeyi gösterdim. | Open Subtitles | لم أكن المسئول عن التحقيق، لقد عرضت عليهم ما وجدته. |
| Ulusal Muhafızlar'ın başındaki kişiyle basketbol oynarım. | Open Subtitles | أنا عاقدٌ الآمال على رئيس الأمن الوطني. |