| Nemli alanları için kunduzlara ve belki daha başka şeylere ihtiyacı var. | TED | وهي تحتاج إلى القنادس لتصنع الأراضي الرطبة، و ربما أشياء أخرى أيضا. |
| Arılar, bildiğiniz gibi başka şeylere de açılan kapı olabilirler. | TED | النحل على ما يبدو ، يمكن أن تكون المدخل لذلك، كما تعلمون ، أشياء أخرى. |
| başka şeylere de ihtiyacın var ve otoyolda bulabilirsin bunları. | Open Subtitles | احتاجوا أشياء أخرى موجودة قرب الطريق السريع |
| Ve tüm hayatımı ondan nefret etmekle harcamayı bırakınca başka şeylere odaklanabilmeye başladım. | Open Subtitles | و عندما توقفت عن قضاء كل وقتي أكرهه كان لدي التركيز على أمور أخرى |
| Ama başka şeylere ilgi duyuyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لكنك هناك أمور أخرى تثيرك |
| başka şeylere daha çok önem verdiklerini söylemek istemiştim. | Open Subtitles | حسنا, عنيت فقط انهم يقيمون اشياء اخرى كثر من هذا |
| Dikkatini başka şeylere vermelisin, ev ödevin gibi. | Open Subtitles | ركز على شيء آخر مثل واجباتك المدرسية |
| Belki başka şeylere de inandırıyordur. | Open Subtitles | قد تكون هناك امور اخرى أنه قادر على جعلك تؤمن |
| Bu bir geçiş maddesi olabilir. başka şeylere kaymanızı istemeyiz. | Open Subtitles | ربما يكون هذا مدخلاً للمخدرات وأنتم لا تريدون أن تنتقلوا لتعاطي أشياء أخرى |
| Kılıcı her kim çaldıysa Depoda bulunması gereken başka şeylere de sahip bu da rekabet var demek. | Open Subtitles | أياً كان من سرق السيف لديه أشياء أخرى تنتمي للمستودع ممّا يعني , أن لدينا منافس |
| Hayır, dinle. Şimdilik sadece araştırma ve yazı ama zamanla başka şeylere de imkan verebilir. | Open Subtitles | لا , اسمعني , انا فقط أبحث وأكتب ولكنها قد تؤدي الى أشياء أخرى |
| Kendi fazla güvenir, ama başka şeylere güvenmez. | Open Subtitles | واثق من نفسه كثيرا، ولكن ليس في أشياء أخرى |
| başka şeylere odaklanmak daha kolay gelebilir. | Open Subtitles | لذا يكون من السهل التركيز على أشياء أخرى. |
| Usman Riaz: Evet, o ilkiydi. Sonra -- O öğrendiğim ilk şeydi, sonra başka şeylere ilerlemeye başladım. | TED | عثمان رياز: نعم، ذلك كان أول واحد. ثم - كان ذلك أول شيء تعلمته، وبعد ذلك بدأت أتقدم إلى أشياء أخرى. |
| Dylan'ın dikkatini başka şeylere vermesini istiyorsam, | Open Subtitles | إن أردت أن تركز ديلان) على أمور أخرى) |
| başka şeylere ayıracak bant genişliğim yok her ne kadar o başka şeyler çekici olsalar da. | Open Subtitles | و ليس لدي وقت اضافي للتركيز على اشياء اخرى رغم روعة تلك الاشياء |
| Ama eğer başka şeylere yoğunlaşıp hayatıma devam edersem her şey iyi olacak. | Open Subtitles | لكنى اظن انى لو ركزت على اشياء اخرى و استمريت بحياتى سيكون الامر بخير |
| başka şeylere de ihtiyacım olacak, iş çıkınca. | Open Subtitles | سأحتاج الى اشياء اخرى كثيره |
| Artık başka şeylere odaklanmalısın, tamam mı? | Open Subtitles | يجب أن تركزي على شيء آخر, و الآن |
| Güçlü olacak ve başka şeylere odaklanacaksın. | Open Subtitles | سوف تكونين قوية وتركزين على امور اخرى |