| başkalarının hayatını kolaylaştırırım da ondan. | Open Subtitles | لأننى حاولت دائماً أن أجعل حياة الآخرين متوافقة |
| Bak dostum, insanlar sürekli onlar hakkında yalan söyleyerek başkalarının hayatını bok etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | تحاول الناس دائماً إفساد حياة الآخرين بحكي أكاذيب عنهم |
| Gerçekte yaptığımız hatalar, büyük oranda kendi hayatımı değiştirme ve başkalarının hayatını değiştirmeye çalışma sebebim. | Open Subtitles | في الحقيقة، إنّ الأخطاء الكبيرة التي ارتكبناها هي السّبب الذي دفعني لتعيير حياتي وأن أسعى لتغيير حياة الآخرين |
| Acı çektiğini biliyorum ama Henry Jr.'ı bir daha görmek istiyorsan, hatta sadece konuşmak için başkalarının hayatını bok edeceğine, kendininkini düzeltmeye vakit harca. | Open Subtitles | أعلم أنك متألم لكن إذا أردت رؤيته ثانيةً , أو حتى التحدث له فعليك التقليل من وقت إفساد حياة الآخرين والإكثار من إصلاح |
| "Beni kurtarmak için başkalarının hayatını mahvetmene göz yumamam." | Open Subtitles | {\cH020211\3cHCE85DF\4cH3738FD} لا أستطيع أن أترككَ تدمّر حياة شخص آخر لكي تُنقذ حياتي. |
| Ama eğer başkalarının hayatını burnumu sokmazsam... kendime odaklanamam ve bu hiç eğlenceli değil. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت لا اتدخل في حياة الآخرين سوف اركز على نفسي وهذا ليس ممتع |
| Ve onun böyle bir insan olmadığını, sadece yapabiliyor diye başkalarının hayatını, özellikle de seninkini mahvetmemesi gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | وأنني أعلم أنها ليست كهذا النوع من الأشخاص الذين يريدون فقط تدمير حياة الآخرين لأنهم يستطيعون |
| başkalarının hayatını kurtarmak için dünyayı dolaştı. | Open Subtitles | قام بالسفر حول العالم لإنقاذ حياة الآخرين |
| başkalarının hayatını hayal edemeyeceğin şekilde etkiliyorsun. | Open Subtitles | لقد أثرت في حياة الآخرين دون ان تشعري |
| başkalarının hayatını yeterince gördüm. | Open Subtitles | تحمّلت الكثير من حياة الآخرين |
| Hayatınızı başkalarının hayatını yaşayarak israf etmeyin. | Open Subtitles | لذا، لا تهدره في عيش حياة شخص آخر. |