| Ve her yer balık kaynıyor. İnsanın bacaklarına dolanıyorlar. | Open Subtitles | هناك الأسماك في كل مكان ، ترفرف مقابل ساقيك |
| Benim de bu akşam bacaklarına giymek için seçtiğin o şey için kibarca yorumum bu olurdu. | Open Subtitles | ذلك من شأنه أن يكون لي تعليق مهذب على اختيارك لكشف ساقيك لهذه الأمسية |
| Daha da söylemiş olabilir ama o sırada bacaklarına bakmakla meşguldüm. | Open Subtitles | ربما قالت أكثر من ذلك لكنني كنت مشغول بالنظر إلى ساقيها. |
| Şu kızıl renkli kısrağın uzun bacaklarına bakın. | Open Subtitles | ! أنظرو إلى طول سيقان هاته الفرس البنية اللون |
| O mayının üstüne basınca, darbe bacaklarına çıkmış. | Open Subtitles | عندما وقف على اللغم الأرضي الصعقة عبرت مباشرة في ساقه |
| bacaklarına çalış, tamam mı? İlerlemesini böyle engelleyebilirsin. | Open Subtitles | اعترض ساقيه هكذا ستعيقه عن التقدم |
| Hangisinin tahta olduğunu anlamak için gizlice bacaklarına bakardım. | Open Subtitles | كنت أحاول مغافلتها للنظر إلى سيقانها لأرى أي واحد كان |
| Örneğin, Fransız Çin yemekleri bulunmaktadır. Burada kurbağa bacaklarına tuz serperek servis ederler. | TED | على سبيل المثال ، هناك أطباق صينية فرنسية ، التي يصنعون فيها الملح والفلفل أرجل الضفادع. |
| Kollarına ve bacaklarına anestezik bir madde enjekte ettim. | Open Subtitles | أما بالنسبه لذراعيك و ساقيك فقد حقنتهما بمخدر موضعى |
| O tatlı bacaklarına bakıp, sana zam yapabilir. | Open Subtitles | ربّما ينظر إلى ساقيك الجميلتين ويعطيك زيادة في الراتب |
| bence bacaklarına biraz merhamet etmelisin. | Open Subtitles | اعتقد انكم يجب ان تغادر ساقيك مجرد مندهشا قليلا. |
| ama bacaklarına makyaj yapacaksak, Rae... tüm makyajını düzgün bir şekilde yapmama izin vermemen saçma olur. | Open Subtitles | لكن إذ كنا سنضع المساحيق على ساقيك سيبدو جنونيا أن لا يسمح لي ان اضع المكياج بشكل صحيح |
| Sonra yanına sokuldum ve kumu diğer koluna ve bacaklarına serpiştirdim. | TED | لذلك جلست بجانبها ووضعت الرمل على ذراعها الأخرى ثم ساقيها. |
| 50 verirsen, bir de jartiyer takıp bacaklarına ağda yaparım. | Open Subtitles | مقابل خمسين, سألبسها الجوارب واحلق شعر ساقيها. |
| Her iğne, her randevu, onu banyoya sokmak, bacaklarına masaj yapmak ve en sonunda bezini değiştirmek. | Open Subtitles | كل حقنه وكل موعد.. في الاستحمام وتدليك ساقيها وفي الأخير.. |
| Karımın bacaklarına bakmayı kes. | Open Subtitles | أنت، توقف عن التحديق إلى سيقان زوجتي. |
| Kız kardeşinin bacaklarına bakmayı kes. | Open Subtitles | توقف عن التحديق في سيقان أختك. |
| bacaklarına rujla aşk kölesi diye yazmış. | Open Subtitles | لقد كتب "عبد الجنس" على ساقه بأحمر الشفاه |
| Hey, bacaklarına otur, ayaklarını bağlayayım. | Open Subtitles | إجلس فوق ساقه كي اُقيد قدميه |
| - Gözün bacaklarına kaymasın. | Open Subtitles | -حاول أن لاتشتت إنتباهك بالنظر إلى ساقيه. |
| Kalemini yere düşürürse, yerden al... ama sakın bacaklarına bakma yoksa dosyana işler. | Open Subtitles | إذا سقط قلمها التقطه لكن لا تنظر إلى سيقانها وإلا فسيقيد هذا بسجلك - سجلي؟ |
| Raptor'lar bir koşucunun kısa bacaklarına sahipler ve avlarını uzun bir süre takip etmezler. | Open Subtitles | لها أرجل قصيرة للجري ولا تطارد فريستها لمدة طويلة |
| Sadece bir dakikam var. Judith'in bacaklarına ağda yapmam lazım. | Open Subtitles | لدي دقيقة واحدة فقط فعلي ان اُدلك ارجل جوديس |
| Bir kurbağanın bacaklarına farklı metallerle dokunmanın bacağı kıpırdattığını bulmuştu. | Open Subtitles | وجد أنه بلمس أرجل الضفادع بمعادن مختلفة يجعل هذه الأرجل ترتعش |
| bacaklarına bakma. | Open Subtitles | "لا تحدق لساقيها يا فيكرام" |
| bacaklarına artık ihtiyacın yok. | Open Subtitles | ساقاك ليسا بفائدة لك بعد الآن |