| Haftaya da Fiona'nın bademciklerini balkonda alır mıyız? | Open Subtitles | إذاً في نهاية الأسبوع القادم سوف نخرج اللوزتين لفيونا على الشرفة. |
| - Müsaade etme onlara! - bademciklerini aldırmaktan farkı yok. | Open Subtitles | لا تسمحوا لهم - إنها ليست أسوأ من استئصال اللوزتين - |
| Sadece lenf bezlerini ve bademciklerini iyileştirmeyecek. | Open Subtitles | لن يقوم فقط بعلاج اللوزتين واللحميه |
| Eğer çiğ et dersen, bademciklerini söker, idrar torbanı düğümler ve boğa misali, seni hadım ederim. | Open Subtitles | ،"إذا قلت "لحم نيّئ ،سأنتزع لوزتيك وأخيط صرّتيك ثمّ أخصيك كالثور |
| Bu aynı bademciklerini aldırdığın zamanki gibi. | Open Subtitles | هذا يشبه تقريبا عندما قمت بازالة لوزتيك |
| Martha hiç bademciklerini iki kez aldırmış bir adamı öpmüş müydün? | Open Subtitles | مارثا هل سبق لك أن قبلتي رجل قد فقد لوزتيه مرتين؟ |
| Diğeri bademciklerini almaya çalıştı. Sonuncusunun bir fikri olmadığı için bizi Doktor House'a gönderdi. | Open Subtitles | التالي قال أنها أزمة خوف و الذي يليه أراد استئصال لوزتيه |
| Güvenlik hâlâ bademciklerini tersten mi kontrol ediyor? | Open Subtitles | S ל، والضوابط الأمنية لا تزال اللوزتين من ثقب الخطأ؟ |
| Yapma. Adamın bademciklerini yalıyordu. | Open Subtitles | -كانت تلعق اللوزتين لديه |
| Aman bademciklerini paralama. | Open Subtitles | الا تخشى ان تلتهب لوزتيك لديك |
| Geçen sene onu bademciklerini kendi başına almaya çalışırken yakaladık. | Open Subtitles | العام الماضي حاول أن يقوم بإستئصال لوزتيه بنفسه |