| Ve bu da bira hamurlu isfendan jambonlu bahar tatili kekimiz. | Open Subtitles | وهذه عليها كريمة البيرة والقيقب واللحم المقدد كب كيك عطلة الربيع |
| Buranın güçlü noktası o. Yetişkinler için bahar tatili gibi. | Open Subtitles | هذهِ قوةُ هذا المكان إنّه أشبهُ بـ عطلة الربيع للراشدين. |
| Aslında, seninle bahar tatili hakkındaki konuşmamızı tamamlamak istemiştim. | Open Subtitles | في الواقع أردت إنهاء حديثنا عن عطلة الربيع |
| bahar tatili. Siktiğimin bahar tatiline gidiyoruz! | Open Subtitles | العطلة الربيعية سنذهب إلى العطلة الربيعية |
| bahar tatili bitti. Okula dönme vakti geldi. | Open Subtitles | انتهت عطلة الربيع حان الوقت لنعود لدراستنا |
| bahar tatili boyunca şirketler olayları görmezden gelmem için bana ücret ödüyor. | Open Subtitles | أثناء عطلة الربيع ترشوني شركات الجعة لأغض الطرف |
| Bir gece, Miami'deki bir bahar tatili partisinde birisi içkime uyku hapı attı... | Open Subtitles | ثمّ فى احدى الليالى. . أثناء حفل عطلة الربيع فى ميامى |
| bahar tatili için Florida'ya gidecek değil. | Open Subtitles | وليسوا ذاهبين إلى فلوريدا لقضاء عطلة الربيع |
| Okuluma para ödeyemediğim için mezun olamıyorum hâlbuki bahar tatili için buraya getirilmeden önce ilk amacım buydu. | Open Subtitles | لا أستطيع حتى الدفع للجامعة وأنهي دراستي وهو ما كنت أفعله أساساً قبل يجرني هنا في عطلة الربيع. |
| bahar tatili bu hafta sonu bitiyor. | Open Subtitles | موسم عطلة الربيع في ساوث بادري ينتهي في نهاية الاسبوع |
| Beni bahar tatili boyunca ne kadar özleyeceğinizi biliyorum, | Open Subtitles | أنا أعرف كم ستشتاقون لي خلال عطلة الربيع |
| - Bir işi de boş verebilirsin. - bahar tatili, iş zamanı. | Open Subtitles | فقط اتركه يذهب , تجمع عطلة الربيع للطلاب. |
| bahar tatili için aşağıda bir parti vardı. 30 kişi. | Open Subtitles | لقد كان هناك حفلةٌ بجانب الموقع بمناسبة عطلة الربيع ثلاثون فرداً |
| bahar tatili'nin parasının yarısını bile karşılamıyor. Siktir ya. | Open Subtitles | نحن لسنا حتى مثل نصف الطريق إلى عطلة الربيع. |
| bahar tatili uyuşturucu kullanmak veya suç işlemek için bir organizasyon değildir. | Open Subtitles | عطلة الربيع ليس دعوة للقيام المخدرات وارتكاب الجرائم. |
| Bu, arkadaşlarla ve şakalarla ideal bir bahar tatili kaçamağaydı. | Open Subtitles | قضاء عطلة الربيع المثالية مع الأصدقاء والضحك |
| Bu bira hamurlu isfendan jambonlu bahar tatili kekimiz. | Open Subtitles | تلك مذاقها خليط من البيرة واللحم المقدد لكب كيك عطلة الربيع. |
| Ölümüne bahar tatili millet! Sesinizi duyayım! bahar tatili! | Open Subtitles | .العطلة الربيعية للأبد دعوني أسمعكم، العطلة الربيعية |
| bahar tatili uyuşturucu kullanmak veya suç işlemek için bir organizasyon değildir. | Open Subtitles | العطلة الربيعية ليست مكان لتعاطي المخدرات و إرتكاب الجرائم |
| Yatağa bağlı kalman bahar tatili yapamayacaksın anlamına gelmiyor. Aman tanrım. | Open Subtitles | لايعني أنه لايمكنك الاستمتاع بعطلة الربيع يا إلهي |
| bahar tatili için kızlarınn sörf ve boogie tahtalarına ihtiyaçları var. | Open Subtitles | الفتاة بحاجة إلى ألواح تزلج جديدة أو شيء لقضاء إجازة الربيع |
| En iyi bahar tatili. Ow! Aman Tanrım.Ow! | Open Subtitles | أفضل عطلة ربيع على الإطلاق يا إلهي |
| bahar tatili için birisi o boktan bir sürü getirecek. | Open Subtitles | احدهم يحضر طناً من تلك الماده عبر ميناء "برتو-المكسيك" لأجازة الربيع |
| "bahar tatili," "Orman" | Open Subtitles | الربيع المتوقف الغابة |
| Onun için bu iyi olmuştu ama bahar tatili gelmişti, ve ben hâlâ paramı alamamıştım. | Open Subtitles | لقد كان ذلك امرا جيد لها لكن اجازة الربيع اتت و لم احصل على نقودي |