| bahse varım eğer bu yediliden biri Bardot'u öldürdüyse onun ilk cinayetidir. | Open Subtitles | أظن الرهان الجيد أنه لو قتل أحد السبعة الرجل فهي جريمته الأولى | 
| Böylesine önemli bir şey için bahse girmen çok aptalca dedektif. | Open Subtitles | حسنا، هذا من الحكمة بدلا منكم الرهان الأطراف بك جميلة، المخبر. | 
| Sende de aynısından olmadığına dair bahse girmek ister misin? | Open Subtitles | بكم تراهن أن تلك المادة تجري في داخلك أنت أيضاً؟ | 
| Sana 20 papel bahse giriyorum. Top geri geldiğinde onu yakalayacağım. | Open Subtitles | اراهن بعشرين دولار لكل واحد اننى سأمسك بها ثانية عندما تعود | 
| Seni bir kere buldum hayatın üstüne bahse girerim yine bulabilirim. | Open Subtitles | لقد وجدتك مرة وتستطيع المراهنة بحياتك إني يمكنني إجَدك مرة آخرى | 
| bahse girerim, daha önce bir erkekle otel yatağında oturmamışsındır? | Open Subtitles | أراهنك أنك لم تجلسى أبداً على فراش فندق مع رجل | 
| Yarışlara bahse girme gibi, örneğin. | Open Subtitles | مثل الرهان في سباقات الخيل على سيبل المثال | 
| Uzun zamandan beri bir şey üzerine bahse girmeme uğraştı. Kabul ediyorum. | Open Subtitles | إنه يحاول منذ فترة طويلة أن أراهنه لقد قبلت الرهان | 
| Hala Bay Vole hakkında şüphen varsa, seninle bir kutu purosuna bahse girmeye hazırım. | Open Subtitles | اذا كان لا يزال لديك شكوك حول مستر فول فاٍننى لا أمانع على الرهان معك على علبة سيجار | 
| Kesin bir şey üzerine bahse girmek sizi rahatsız etmez mi? | Open Subtitles | ألن تشعر بالقلق حيال الرهان على أمر محتوم | 
| İnsanların her zaman kendileri üzerine bahse girdiklerini bilir misiniz? | Open Subtitles | انت تعلم ان الناس دائما تقول ان تراهن علي نفسك؟ | 
| - Bana yutturamazsın. - bahse girer misin? | Open Subtitles | مثل هيك ، تتعامل أخماس هل تريد أن تراهن ؟ | 
| bahse girmenize gerek yok. Baştan kazandınız. | Open Subtitles | سئ للغايه الا يمكنك ان تراهن ربما كنت الرابح | 
| bahse girerim, en az şuradaki taşların toplamı kadar ağırdı | Open Subtitles | اراهن بأنّ وزنه كان في حجم تلك الباقة من الأحجار | 
| İki şekilde de, bunun kolay olmayacağı konusunda bahse girerim. | Open Subtitles | فى كل الأحوال ، يمكنك المراهنة بأنه لن يسهل الأمر | 
| Deneyin bütün masraflarını ödemeye varım, bahse girerim ki başaramayacaksın. | Open Subtitles | أراهنك أن أدفع كل تكاليف التجربة لو نجحت في ذلك | 
| Kimse kendi elini göremez. Diğerlerinin ellerine bakarak bahse girilir. | Open Subtitles | لا أحد يرى يده وكل فرد يراهن على يد الآخر | 
| Elli yılları olmadığına bahse girebiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نراهن على انهم ليس عندهم 50 سنة. | 
| Bütün personel senin üzerine bahse girdiler Ben bir yıllık maaşımı peşin yatırdım. | Open Subtitles | إن الطاقم كله قد راهن عليك لقد راهنت براتب عام كامل وانت تبكى؟ | 
| Bir iki bahse gireriz, beş bin olabilir, güzelce eğleniriz. | Open Subtitles | سنقوم برهان صغير، حوالي الخمسة الاف ونستمتع قليلا | 
| Leo Johnson yerin dibine girdi sanki. bahse girerim evinin yakınlarında saklanıyordur. | Open Subtitles | "ليو جونسن" ذاهب إلى الهاوية، أنا واثق من أنه مختبئاً قرابة منزله | 
| Görünüşlerine bakılırsa,10 dolarına bahse girerim ki bunlar Los Angeles'dan. | Open Subtitles | من شكلهم سأراهن بـ 10 دولارات بأنهم من لوس أنجلوس | 
| Bir köpek yakalamıştık ve sen de onu eğiteceğine bahse girmiştin. | Open Subtitles | لقد مسكنا كلباً, وأنت قمتَ بالرهان على ذلك بأن يُمنُك تدريبه | 
| O ve Buck Hannassey karşılaştığında neler olacağı üzerine bütün bölge bahse giriyor. | Open Subtitles | فى البلدة سيكون رهان على ماذا سيحدث عندما يكون هو و بوك هاناسى فى المعركة الاخيرة | 
| - Angela, bahse girdik. Güneş kremi olarak sıvıyağ mı yoksa tereyağı mı kullanıyorsun? | Open Subtitles | نحن نتراهن هل تستخدمين الكريسكو أم الزبدة |