| Sen bahsedince aklıma geldi yeni bir şeyler olabilir. | Open Subtitles | أجل ، ربما لدي أملٌ جديد الآن بما أنك ذكرت الأمر حقا ؟ |
| - Evet, evet. - Dee kasadan bahsedince hemen konuyu değiştirdiğini sen de gördün. | Open Subtitles | لقد رأيت كيف غير الموضوع عندما ذكرت الخزينة |
| Yani, o dönemden bahsedince aklıma The Good Mixer adında bir bar geliyor orası bütün müzik gruplarının beraber gidip kafa çektiği bir yerdi. | Open Subtitles | اذا ذكرت ذلك الوقت افكر بالبابا في وقت المتعة حيث عندما تفوز كل الفرق الغنائية وتشرب الخمر معاً |
| Annene verdiğimiz sözden bahsedince, sanki neredeyse bunu ilk kez duymuş gibi olması garipti. | Open Subtitles | ..من الغريب أنني عندما ذكرتُ موت والدتك ووعدنا لها كان يبدو عليها وكأنها تسمع الخبر لأول مرة |
| Sen telefonda suikastçının yüzünün tam olarak görünmediğinden bahsedince ben de kendim bir yüz oluşturdum. | Open Subtitles | ذكرتِ بإنّ صورتهما ليست واضحتين على الهاتف خصوصاً وجه القاتل، لذا قمّت بإنشاء واحدة |
| Pelvisten bahsedince, doğum nasıldı, Kelly? | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن الحوض كيف كانت ولادة كيلى ؟ |
| Siz bahsedince akılma geldi. Geçen gün Phips'i gördüm. | Open Subtitles | الآن تَذْكرُه , رَأيتُ Phips شاب قبل أيام. |
| Aslında, mantıklı olan ameliyat olmaktı, ama sen, annemden bahsedince dalıp gitmişim. | Open Subtitles | حسناً بالنظر الى السابق ربما كان يجب أن اخضع لجراحة لتغييري ولكنك ذكرت أنني انا وامي قد تم حملنا بعيداً |
| Sence birisine yemekten bahsedince, yemek yemeyi sevdiğini söylediyse, teknik olarak, bu bir randevu olur mu? | Open Subtitles | هل تعتقد أنك لو ذكرت الطعام لأحدهم و أخبرك أنه يحب أن بأكل أنه موعد غرامي؟ |
| Ama kızkardeşim hep buraya gelmek istemiştir, ben de Berklee bahsedince, neden olmasın ki dedim. | Open Subtitles | لكن أختي لطالما أرادت القدوم الى هنا لذا عندما ذكرت بروكلي المكان فكرت، حسناً هذا رائع |
| Gaby, ona "bahçıvan" Alejandro'dan bahsedince... kafamda alarm zilleri çaldı. | Open Subtitles | عندما ذكرت غابي بستانيّها أليخاندرو انطلق جرس إنذاري |
| Ona Kıbrıs hesaplarından bahsedince çıldırdı çünkü tüm varlığını orada gizliyordu. | Open Subtitles | لقد فزع عندما ذكرت حسابات " قبرص " لأنه يخفيها هناك |
| Evet. Ve sen de bu gece oyunda şu büyük siyah "bebek yapan" dan bahsedince... | Open Subtitles | و الليله عندما ذكرت صانع الأطفال الأسود الضخم |
| Vay canına, bir gülümseme. İsminden bahsedince birden neşelendin. | Open Subtitles | ياللروعة, ابتسامه, لقد انتعشت عندما ذكرت اسمها. |
| Şaşırmış gibi davranacağım. Siz de böyle bahsedince, kulağa eğlenceli geliyor. | Open Subtitles | سأتظاهر بأنّني متفاجئة وبعد أن ذكرت ذلك يبدو الأمر ممتعاً |
| Biliyor musun, şu an sen bahsedince abartısız olarak burada üç yıldır kaldığını fark ettim. | Open Subtitles | أو تعلم، بما أنّكَ ذكرت الأمر، لقد لاحظت أنّكَ هنا حرفياً منذ ثلاث سنوات. |
| Hastaneden bahsedince delirdi iyice, gidiyorum diye tutturdu. | Open Subtitles | لقد ذكرت له أمر المؤسسة العقلية وجن جنون، وقال أنه سيغادر |
| Ama ben Stinger'dan bahsedince annesi yüzüme kapattı, yani... | Open Subtitles | لكن والدتها قامت بقطع الاتصال عندما ذكرت ستينغر |
| Öğretmeninden bahsedince bir garip davrandı. | Open Subtitles | لقد كانت تتصرّف بشكل مُضحك للغاية عندما ذكرتُ ذلك المُعلم. |
| Siz böyle bahsedince hatırladım, evet vardı. | Open Subtitles | بما أنكِ ذكرتِ هذا، اجل |
| Sefaletten bahsedince.. Zavallı Bayan Yalnız kalp. | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن اليأس الأنسة "وحيدة القلوب" المسكينة |
| Siz bahsedince akılma geldi. Geçen gün Phips'i gördüm. | Open Subtitles | الآن تَذْكرُه , رَأيتُ Phips شاب قبل أيام. |