| Ve Bakanlıktaki şu duruşma. Olacak şey değil. | Open Subtitles | وجلسة الاستماع تلك فى الوزارة, إنها أمر شنيع |
| Bakanlıktaki duruşman bütün Büyüceşûra önünde olacakmış. | Open Subtitles | يبدو أن جلسة استماعك في الوزارة ستكون قبل اجتماع السحرة |
| - Bakanlıktaki kanıt bölümünde çok iyi saklanmış. | Open Subtitles | دفنت عميقا فى مكان دفن الدلائل فى الوزارة |
| Bakanlıktaki birçok kişi Marrot'un göreve uygun olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | كثير من موظفي الوزارة ينظر بعدم كفاءة ماروت |
| Sizin önceliğiniz Bakanlıktaki patronları mutlu etti. | Open Subtitles | وقد كانت الأولوية للحفاظ على الخاص بك أرباب العمل في الوزارة سعيدة. |
| Onun kimliğiyle Bakanlıktaki her odaya girebilirsin. | Open Subtitles | Iه. D. سيعطيك وصول إلى أيّ غرفة في الوزارة. |
| Bakanlıktaki kaynağım sağlam. | Open Subtitles | مصدري في الوزارة موثوق للغاية، |
| Bakanlıktaki dostumuzu ara. | Open Subtitles | . إتصّل بأصدقائنا في الوزارة |