| Bu da Sao Paulo'da bir pencerenin kenarındaki Bakire Meryem. | TED | هنا مريم العذراء على جانب من نافذة زجاجية في ساو باولو. |
| Bu da arka taraftaki Bakire Meryem. Silmeye başlamışlar. | TED | هنا مريم العذراء على الجهة الخلفية،حيث بدأت تمحى. |
| Böyle olunca Bakire Meryem de bebeğin bacaklarından tuttu. | Open Subtitles | لذا، مريم العذراء قبضة مسكاتِ إحدى سيقانِه. |
| Bakire Meryem'den, yeni kaybettiğimiz sevdiğimize kadar. | Open Subtitles | من مريم العذراء و حتى الفقيدين العزيزين. |
| Ama o sıralar, benim için O, Bakire Meryem kadar masumdu. | Open Subtitles | لكن حينها كنت أظنه طاهر كمريم العذراء |
| Şu hâline bak, sinsi bakışların ve alaycı gülümsemenle, Bakire Meryem gibisin. | Open Subtitles | انزري لحالكِ, مريم العذراء بنظراتها الصغيرة والساخرة. |
| Ve açıkçası o ırzına geçilmiş Bakire Meryem davranışları eskimeye başladı. | Open Subtitles | وبصراحة تامة مسلسل مريم العذراء اصبح قديماً جداً |
| Benim tek kadınım Bakire Meryem olabilirdi. | Open Subtitles | أنّه ليس لاتوجد فتاة تناسبني سوى مريم العذراء |
| Yeniden bir Bakire Meryem yaratarak insanlığı düzeltmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | لقد حاولت تصحيح البشرية عن طريق خلق مريم العذراء. |
| Biz de bir keresinde Manhattan'da Bakire Meryem'i peynirli sandviçte gördüğünü söyleyen birini görmüştük. | Open Subtitles | في أحد المرات في جنوب منهاتن .رأي شاب مريم العذراء علي علي شندوتش جبنه محمص |
| Eğer Kitty'nin cüppeleri giyip Bakire Meryem rolünü oynamasını ve doğum sahnesinin ortasında bebek İsa'yı tutmasını sağlarsak belki buna değdiğini fark eder ve bu kadar korkunç olmayı bırakır. | Open Subtitles | إذا أستطعنا جعل كيتي تحصل على دور مريم العذراء و ترتدي هذه الاثواب و تقف في المنتصف |
| Bakire Meryem adına, Ana Tanrıça adına. | Open Subtitles | مثبت بشفاعة مريم العذراء الطاهرة, أمّ الرب. |
| O, Kutsal Ruh'tan vücut buldu ve Bakire Meryem'den doğdu. | Open Subtitles | والذي أنزلت إليه الروح القدس ابن مريم العذراء |
| Burada Bakire Meryem bir peynirli sandviçte yüzünü göstermiş. Buna Las Vegas'ta bir kumarhanede dokunma şansı yakaladım. Ne de olsa burası Amerika. | TED | الآن ، ها هي مريم العذراء ، ظهرت على شطيرة جبن -- و التي تمكنت من حملها في كازينو لاس فيغاس، بالتاكيد، هذه امريكا. |
| Bakire Meryem günü için çiçek topluyorum. | Open Subtitles | اقطف الزهور من أجل عيد مريم العذراء |
| O bir kadın değil, Bakire Meryem Ana. | Open Subtitles | انها ليست بغي انها مريم العذراء |
| Övdükleri kişi Bakire Meryem. | Open Subtitles | إنّها مريم العذراء التي يسبّحون بحمدها |
| Ve Bakire Meryem bir fahişedir diyin! | Open Subtitles | و لتقولوا أن مريم العذراء عاهرة |
| Bir anda, Bakire Meryem, parmağıyla, ışıldayan prensesi gösterdi. | Open Subtitles | حين فجأة قامت السيدة العذراء باختيار الأميرة اللامعة |
| Yüce efendimiz sonsuza kadar efendimiz olan İsa'nın babası olan efendimiz ve Bakire Meryem'in bebeğinin babası olan efendimiz. | Open Subtitles | بحق الروح القدس و العذراء مريم |