| Kanadalılar balık avlamaya çıktıklarında balık aramazlar. | Open Subtitles | عندما يذهب أهل الإسكيمو للصيد لا يبحثون عن السمك |
| Herhalde benimle anakarada balık avlamaya gelmek mümkün değil, öyle mi? | Open Subtitles | انا لا اعتقد انه توجد اي فرصة انت تاتى معي للصيد فى الارض الرئيسية, هل هناك فرصة؟ |
| Normalde, ebeveynlerden biri yavrulara bakarken diğeri balık avlamaya gider. | Open Subtitles | عادة يذهب أحد الأبوين للصيد بينما يعتني الآخر بالصّغار. |
| - Rodney ve ben anakarada balık avlamaya gidiyoruz, bu öğleden sonra. | Open Subtitles | رودنى وانا سنذهب لصيد الاسماك فى الارض الرئيسية عند الظهيرة. |
| Küçük bir kızken babam beni balık avlamaya götürüdü. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة اعتاد والدي ان يأخذني الى صيد السمك |
| Masayı bıraktıktan sonra balık avlamaya gidiyoruz. | Open Subtitles | سنذهب في رحلة لصيد الأسماك. بعد توصيل طاولتك. |
| Oraya vardığımızda balık avlamaya gidelim. | Open Subtitles | أتعلمين بماذا افكر عندما وصلنا هنا يحب ان نذهب في رحلة صيد |
| Dişiler yumurtladı ve parçalanan deniz buzulunda balık avlamaya giderken kuluçka görevini erkeklere bırakıyorlar. | Open Subtitles | وُضع البيض وتركت الإناث مهمة حضانتهم للذكور، بينما هنَّ يذهبنَ للصيد وسط جليد البحر المُهشم |
| Ekim ayında buzda balık avlamaya gitmek istiyordu. | Open Subtitles | أراد الذهاب للصيد في الجليد في أكتوبر لكن أبي قال : |
| Bu sinekle balık avlamaya ilk gidişimdi. | Open Subtitles | تلك كانت أول مرة أذهب فيها للصيد النهري. |
| Biz küçükken babam, beni ve kardeşimi balık avlamaya oraya götürürdü. | Open Subtitles | كان يأخذني أبي أنا و أخي للصيد هناك |
| Resmi ifadene göre, dün gece balık avlamaya gittikten sonra direkt oğlunun yanına, evine gittin. | Open Subtitles | إفادتكَ الرسميّة هي أنّكَ ذهبتَ البارحة للصيد... ثمّ عدتَ مباشرةً إلى المنزل لتكون مع ابنكَ |
| - Ya da balık avlamaya gidebiliriz. - balık avlamaya mı? Bu da kendi yemeğini avlamak sayılır. | Open Subtitles | يمكننا الذهاب للصيد بدلاً من هذا هذا يعتبر أيضاً "قتلاً لطعامك" |
| Yarın doğum günün için balık avlamaya gidiyoruz. | Open Subtitles | حسنا. غدا ستذهب للصيد من احل عيد ميلادك |
| El kararıyla balık avlamaya yer arıyor. | Open Subtitles | يتحرّى عن أفضل منطقة للصيد. |
| İlişkisinin dağılmasına epey üzülüyordu bu yüzden o ve birkaç arkadaşı Meksika'ya balık avlamaya ya da klamidya hastalığına yakalanmaya gittiler. | Open Subtitles | حسنا، وقال انه كان مستاء جدا حول العلاقة الانهيار، حتى انه واثنين من أصدقاء ذهب إلى المكسيك لصيد الاسماك وربما الكلاميديا. |
| Kahverengi ayılar balık avlamaya bayılır... | Open Subtitles | الدببة البنية تحب صيد السمك |
| balık avlamaya mı? | Open Subtitles | صيد السمك ؟ |
| Baban beni birkaç kez balık avlamaya götürmüştü. | Open Subtitles | {\pos(195,220)}تعلم بأنّ أباك أخذني مرّتان لصيد الأسماك |
| Burada hepimiz balık avlamaya gidiyoruz. | Open Subtitles | That's all of us نحن في رحلة صيد ! |