| Ballantine, hidrolikleri kontrol et. Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | مازيتى على الفتحة بالانتين افحص الهيدروليك |
| Sonunda sizinle tanıştığıma memnunum, Bay Ballantine. | Open Subtitles | انه من الرائع اخيرا مقابلتك سيد بالانتين |
| Ballantine'la kendi sahasında yüzleşmeli neyle karşı karşıya olduğumu bulmalıydım. | Open Subtitles | يجب ان اواجه بالانتين بهذا الأمر ومحاولة معرفة من الذي نواجهه |
| Ballantine'le konuşmalıyım, içeri giriyorum. | Open Subtitles | احتاج الى التحدث مع بالانتاين لذا انا سأدخل |
| Gözünden bir şey kaçmıyor, dostum Ballantine. | Open Subtitles | لا تعبث كثيراً يا صديقي بالانتاين |
| Ballantine'ın açıklamaları iyi bir amaç için gibiydi ama gerçeğin bir kısmını açıkladığını düşünmekten kendimi alamıyordum. | Open Subtitles | اهداف بالانتين تبدو كبذور سامية لكنني لم استطع مساعدة التفكير بأنه كان يخبرني جزء من الحقيقة |
| Bay Ballantine için bir paket var ve bir imza gerekiyor. | Open Subtitles | مرحبا , لدي مغلفات للسيد بالانتين في الأسفل والتي اريد توقيعا عليها |
| Foss'un retina'sıyla Ballantine'ınkini değiştirebileceğim. | Open Subtitles | سوف اكون قادرا على فتح الصورة على شبكية عين فوز مع بالانتين |
| Ballantine'ın bilgisayarında ne bulacağımı bilmiyordum ama tam karşımdaydı ve bu fırsatı değerlendirmeliydim. | Open Subtitles | لم تكن عندي اي فكرة مالذي سأجدة في حاسوب بالانتين لكن حالما كنت امامه يجب ان اغتنم الفرصة |
| Ballantine'da. O tarafa geliyor. Hemen çık. | Open Subtitles | انه مع بالانتين , انه في الطريق إليك اخرج حالاً |
| Ballantine potansiyel bir yatırımcıya tanıtım yapıyorr. | Open Subtitles | بالانتين يقوم بجولة مع المستثمرين المحتملين |
| Ama şimdi Ballantine onu sandalyeye oturtup yıkacak. | Open Subtitles | لاكن الان بالانتين سوف يضعه على الكرسي ويسحقه |
| Görünen o ki, her şeye rağmen Profesör Harper'ın Profesor Ballantine'ı öldürmek için sebebi yokmuş. | Open Subtitles | البروفيسور هاربر يبدو أنه لم يكن له دافع لقتل البروفيسور بالانتين بعد كل هذا |
| Ballantine'a o mantarları Charlotte verdi. | Open Subtitles | أعنى ,أن تشارلوت أعطت بالانتين هذه الفطريات |
| Görünen o ki, bunu yapan kişi malını Ballantine'la paylaştığını biliyormuş. | Open Subtitles | يبدو على الأرجح أن الشخص الذى قتلها أنها ستشارك محاصيلها مع بالانتين |
| Charlotte'u zehirlediniz, sonra da yanlışlıkla Ballantine ve beş masum insanı öldürdünüz. | Open Subtitles | أنت سممتَ تشارلوت وبعد ذلك بدون قصد قتلت بالانتين وخمسة من الناس البريئه |
| Sadece sen,ben ve Charlie Ballantine.* | Open Subtitles | - نعم. حَسَناً، عظيم. فقط أنت، ني وتشارلي بالانتين. |
| Ballantine' ın payı en sevdiğim hayır kurumuna gidiyor: | Open Subtitles | نصيب بالانتاين سيذهب إلى حيث أقرر أنا |
| Ballantine da orada olacak. | Open Subtitles | و كذلك بالانتاين |
| Ballantine, merhaba. | Open Subtitles | بالانتاين مرحباً |
| Sistem testi, Ballantine'ın nerede olduğunu bileceğimiz tek zaman. | Open Subtitles | اختبار نظام التكامل هو الوقت الوحيد الذي نعرف أين يكون فيه بلانتين |