| Aslında, eğer bana kahve getirirseniz... siz döndüğünüzde hazır olur. | Open Subtitles | في الواقع لو أحضرت لي القهوة ستكون جاهزة عندما تعود |
| Buraya ilk gelişimde, genç kızken, bana kahve getirdi, elinden alamadım bile. | Open Subtitles | أول مرة جئت الى هنا عندما كنت طفلة , قدم لي القهوة , لم أستطع حمل يدي على اخذ القهوة منه. |
| Durup dururken, ortaya çıkıp bana kahve getirip, seni affedeceğimi mi? | Open Subtitles | كانت مجرد تحديات , احضر لي القهوة وأَغْفرُ لك ؟ |
| Beni amirine götürür müsün lütfen? Geçerken bana kahve de hazırlarsın. Kremasız olsun. | Open Subtitles | فهلاّ أخذتني إلى رئيسكِ من فضلكِ، وربّما تجلبين لي قهوة أيضًا، دون قشدة |
| bana kahve getirdi ve sanki olay aylar öncesinde değil de dün olmuş gibi teröristle ilgili sorular sordu. | Open Subtitles | لقد اشترى لي قهوة ثم بحث معي أمر ذلك الإرهابي كأنه حدث بالأمس، وليس منذ شهر مضى |
| Her sabah seninle uyanıp bana kahve yapmanı bekleyeceğim. | Open Subtitles | وأنتظركِ حتّى تعدّين القهوة لي |
| bana kahve getirebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك احضار قهوة لي ؟ |
| bana kahve getirecek birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | ساحتاج احدا يحضر لي القهوة ماذا هنالك يا شباب |
| bana kahve vermek istemen gerçekten çok hoş. | Open Subtitles | أنه أمر رائع أن تتطوعي لكي . تُحضري لي القهوة |
| bana kahve getirip, manikür zamanlarımı ayarlayıp havuzdan çıktığımda saçımı tarayacaksın. | Open Subtitles | لا, ستحضرين لي القهوة وتنظيم جدول مناكيري وتصففين شعري عندما أخرج من المسبح |
| İşinizi yapmak ve getirmek bana kahve ve çörek? | Open Subtitles | لتقومي بوظيفتك , و تحضري لي القهوة و الكعك ؟ |
| Dört yıldır bana kahve getiriyorsun. | Open Subtitles | كنت تجلب لي القهوة على مدى السنوات الأربع الماضية. |
| İlle de bir şey yapmak istiyorsan bana kahve getirebilirsin. | Open Subtitles | الآن، إذا كنت بحاجة الى شيء القيام به، يمكنك الحصول على لي القهوة. |
| Saçma fikirlerini söylemek yerine... bana kahve getiriyor olman lazım. | Open Subtitles | يجب عليك ان تحضري لي القهوة وليس أفكار سخيفه |
| Madem yönetmiyorsun, bana kahve ve poğaça getirsene. | Open Subtitles | ولكن بما أنك لم تعد كذلك, ما رأيك أن تحضر لي قهوة مع الكعك؟ |
| Eğer bana kahve getirmiş olsaydın, bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | أتعلم ، يمكن أن تجلب لي قهوة لا شئ من هذا سيحدث |
| Yine de bana kahve ısmarlamak istersen şeflik bilgeliğimi seninle paylaşabilirim. | Open Subtitles | لكن إذا أردت أن تشتري لي قهوة قد أنقل معرفتي و حِكَمي التي تتعلق بالإدارة لك |
| Kesinlikle bana kahve getirmiyordun. | Open Subtitles | أنت لم تكن تحضر لي قهوة بكل تأكيد |
| Gerçekten etkilendiysen bana kahve ısmarlayabilirsin. | Open Subtitles | اذا كنت حقا اعجبتك يمكنك شراء لي قهوة |
| Tamam. bana kahve getirmene gerek yok. | Open Subtitles | حسناً, لا مزيد من إحضار القهوة لي! |
| - "Jo bana kahve, çay yapar mısın?" - "Tabii." | Open Subtitles | "يا جو، يمكنك أن تجعل لي بعض القهوة والشاي؟" "بالتأكيد". |