| Tasarruf Bankası devralıp güvenli ve saygın bir şekilde kolayca para kazanacağız. | Open Subtitles | بعد حيازة مصرف للإدّخار، سنكون قادرين على كسب المال .بطريقة لائقة وآمنة |
| 1932'de, Fransız Bankası, Birleşik Devletler'den tahvillerini dolardan altına çevirmesini istedi. | TED | في عام 1932 طالب مصرف فرنسا من الولايات المتحدة بتحويل أرصدتها من الدولار إلى الذهب. |
| İngiltere Bankası ile olan ilişkilerim "doğal olarak bahis oynamamı engelliyor ancak bu kulübün bir üyesi olarak ve bu şartlar altında, varım. | Open Subtitles | إنتمائى إلى مصرف إنكلترا يمنعنى بشكل طبيعى من المراهنة و لكن كعضو فى هذا النادى قد أتمكن من ذلك, فى ظل ظروف خاصة جداً |
| Daha sonra bunu buldum; büyük bir kavgayla Dünya Bankası'ndan ayrıldıktan sonra. | TED | ولقد عرفت السبب بعد ذلك بعدما تركت البنك الدولى بعد مناقشة حادة. |
| Dünya Bankası, Wolfensohn ile birlikte 180 derece yön değiştirdi ve bence dünyanın en güçlü yozlaşma karşıtı organı oldular. | TED | البنك الدولي قد تغير من ساولوس إلى باولوس, و ولفينسون قد أصبحوا, يمكنك القول, أقوى وكالة لمكافحة الفساد في العالم. |
| Merkez Bankası haberdardı fakat ancak bugün olaya dahil oldular. | Open Subtitles | كان المصرف المركزي يعلم فعلاّ لكنهم لم يشتركوا إلا اليوم |
| San Francisco Bankası bile bu kadar iyi korunmuyor. | Open Subtitles | حتى مصرف سان فرانسيسكو ليس محميا لهذه الدرجة |
| San Francisco Bankası bile bu kadar iyi korunmuyor. | Open Subtitles | حتى مصرف سان فرانسيسكو ليس محميا لهذه الدرجة |
| Çünkü bu altın Queimada Bankası'ndan çalındı sinyor. | Open Subtitles | لان ذلك الذهب سرق من مصرف كيمادا يا سيدي |
| Ve dördüncü anahtar ise Huddleston ve Bradford Bankası'nın müdürü olan Henry Fowler'daydı. | Open Subtitles | أما المفتاح الرابع أعطي للسيد هنري فاولر مدير مصرف هدلستون وبرادفورد |
| Bay Edgar Trent, ...Huddleston ve Bradford Bankası'nın başkanı, ...her gün aynı şeyleri yapıyor, ...ve bankadan her gün saat yedide ayrılıyor. | Open Subtitles | السيد إدغار تيرنت مدير مصرف هادلستون وبرادفورد يتبع نظاماً صارماً |
| "Fidelity Bankası salı günü, yirmi silahlı adam tarafından soyuldu." | Open Subtitles | تعرض مصرف فيديلتي للسرقة الثلاثاء علي يد 20 مسلحا |
| Bu durumda, önerebileceğim tek banka El Paso Bankası olur. | Open Subtitles | في حالتك البنك الوحيد الذي أقترحه هو بنك ال باسو |
| Bazen Federal Reserve Bankası son dakikada para gönderiyor. Bunu kontrol edeceğim. | Open Subtitles | و أحياناً، يقوم البنك الإحتياطي الفيدرالي بتحميل حقائب إضافيه في الدقائق الأخيره |
| Al Askari Bankası'yla ilişkilerini bitirip, ticari şirketle yollarına devam etmişler. | Open Subtitles | توقفوا عن التعامل مع البنك العسكري، لكنّهم واصلوا مع الشركات التجارية |
| Bir keresinde Dünya Bankası Başkanı üçüncü sınıf öğrencisiydi. | TED | هنالك البلايين. رئيس البنك العالمي كان مرة ثلميذا من القسم الثالث. |
| etnik olarak Yemenli, Amerikan vatandaşı, halen Yemen'de saklanıyor, Nijeryalı bir kişiden esinleniyor, Nijerya ulusal Bankası müdürünün oğlu. | TED | كمواطن أمريكي ، من أصول يمنية ، مختبئ حالياً فى اليمن ، الذي قام بإلهام مواطن نيجيري ، إبن مدير البنك الوطني النيجيري. |
| Çünkü savaş ülkeyi, Federal Rezerv Bankası'ndan daha çok faizli borç almaya zorlar. | Open Subtitles | ل، يُجبرُ البلادَ لإسْتِعْاَرة لدرجة أكبر مالِ مِنْ المصرف الإحتياطي الفدرالي في الإهتمامِ. |
| Şimdi eğer izin verirseniz, Merkez Bankası ile tele-konferans yapacağım. | Open Subtitles | المعذرة منكما الآن، فإنّ لديّ مُؤتمر مرئي مع المصرف الفيدرالي. |
| Manhattan Bankası Yönetim Kurulu binamız için mimar olarak sizi seçti. | Open Subtitles | لبنك مانهاتن قد اختارك كمهندس معمارى لمبنانا الجديد |
| Güney Yakasında bir bahis çetesi var. Paketleme fabrikası ve birkaç Bankası var... | Open Subtitles | يدير مراكز مراهنات في الجانب الجنوبي ومصنع تعليب لحوم وبضعة بنوك |
| Ben Claude Sheurer. AMCORP Bankası'nın başkanıyım. Telefonda görüşmüştük. | Open Subtitles | أنا سياود شيورير، بريسلدينت لمصرف أمكورب. |
| Bu araba Dünya Bankası'nın malı. Bu paralar İtalya'ya gidiyor. | Open Subtitles | هذه السيارة ملك للبنك الدولي الذي تذهب أمواله إلى إيطاليا |
| Hindistan Rezerv Bankası'na bankacılık lisansı için başvurdum. | TED | وقدمتُ طلبًا للحصول على رخصة مصرفية من البنك الاحتياطي الهندي. |
| Çarın, İngiltere Merkez Bankası'nda bulunan... 10 milyon pound değerindeki mirasından bahsediyorum! | Open Subtitles | ميراث يقدر بـ 10 ملايين جنيه استرليني تركها القيصر في بنك إنجلترا |
| Cenevre'deki Broussard Bankası'yla bağlantıya geçtim. | Open Subtitles | كنتُ على أتصال بمصرف "بروسارد" بـ "جينيف". |
| Popular Bankası'ndaki yeni hesabın bu. | Open Subtitles | هذا حسابك البنكي الجديد ببنك "بانكو بوبيلر" |
| Başkan Merkez Bankası Yönetim Kurulu ...katıldığımı ifade etmek isterim. | Open Subtitles | ألان جرينسبان رئيس لجنة الاحتياطى الفيدرالية |
| Ben Bernanke Şubat 2006'da Merkez Bankası başkanı oldu bu subprime kredilerin en yüksek olduğu yıldı. | Open Subtitles | فى فبراير 2006 أصبح بن بيرنانكى رئيس هيئة الاحتياطى الفيدرالى |
| Ve Dünya Bankası da bunu biliyor ve düşük gelirli bir ülkede bu koşullardaki bir hastanenin ay başı 18 defaya kadar elektrik kesintisi yaşayacağını tahmin ediyor. | TED | والبنك الدولي يرى هذا ويقدر أن مستشفى بهذا الوضع في دولة ضعيفة الدخل يمكن أن يواجه 18 انقطاعا في الكهرباء كل شهر. |