| Sanırım acı gerçek, seninkiler Banliyöde oturan bir ev hanımını ellerinde tutamadılar. | Open Subtitles | أظن حقيقة أن رجالك لم يتمسكو بزوجة الضواحي , وهذا ليس جيداً |
| Bütün bunlar sona erdiği zaman, sanırım Banliyöde yaşamaya başlayacağım. | Open Subtitles | عندما ينتهي كل هذا، أعتَقد بأني سوف أنتَقل إلى الضواحي |
| Banliyöde küçük bir ev, beyaz parmaklıklı bir bahçe... belki bir köpek ve 2,4 çocuk. | Open Subtitles | منزلاً صغيراً في الضواحي معسياجوتديأبيض.. |
| Karım tekrar evlendi, Banliyöde yaşıyor. | Open Subtitles | هذه هي المهمة التي رحلت من أجلها، لقد تزوجت زوجتي مجدداً، و هي تعيش الآن في الضواحي |
| Kramer'in Banliyöde çocuk bakıcılığı işi sırasında gasp edildiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن كرايمر تعرّض للنهب في الضواحي أثناء قيامه بمجالسة طفل. |
| -O benim... nişanlımın hediyesi. Banliyöde yaşayan bir satış temsilcisi. | Open Subtitles | إنه من خطيبي, إنه موظف مبيعات من الضواحي |
| Banliyöde onu korumalıydım. | Open Subtitles | كان عليّ أن أحميها من سُكّان الضواحي والديكِ لم يتفهّماها فحسب |
| Yok, bir şey olmaz. Banliyöde sokaklar güvenli. | Open Subtitles | لا سأكون بخير في هذه الضواحي, فالتّجول في هذه الشوارع آمن. |
| Banliyöde falan büyümek zorunda kalmazlardı. | Open Subtitles | ليس عليهم ان يكبروا في أحد الضواحي في مكان ما |
| Sence kariyerimin Banliyöde başlayıp bitmesini ister miyim? | Open Subtitles | أتريدين أن تبدأ و تنتهي حياتي في الضواحي السكنيه؟ |
| Herhalde o zamana kadar birkaç çocuğumuz olur. Banliyöde otururuz. | Open Subtitles | في وقتها سيكون لدي طفلان وأعيش في الضواحي |
| Ergen yaşta hamile kalmış birilerinin bebeklerini alabilmek için Banliyöde oturan genç çiftlerle yarışmayı mı kast ediyorsun? | Open Subtitles | هل تعني أن أتنافس مع زوجين شابين من الضواحي على طفلٍ لأمٍ صغيرة السن وحبلى؟ |
| Banliyöde günahlar kapalı kapılar ardında gizlidir. | Open Subtitles | ليس من الصعب إيجاد الخطيئة في الضواحي ما عليك سوى أن تبحث خلف الأبواب المغلقة |
| Banliyöde günahlar kapalı kapılar ardında gizlidir. | Open Subtitles | ليس من الصعب إيجاد الخطيئة في الضواحي ما عليك سوى أن تبحث خلف الأبواب المغلقة |
| Bu çocuk şehir yaşamına alışkın, ama orta sınıf bir Banliyöde rahat oluyor ve kabul görüyor. | Open Subtitles | هذا الطفل خبير في كل ما يخص الشارع لكنه من الواضح أنه مقبول و مرتاح في منازل العائلات ,من الطبقة المتوسطة في الضواحي |
| Banliyöde yaşıyor. - Nerede? | Open Subtitles | انه في الخامسة والثلاثين يعيش في الضواحي |
| - bizimle beraber yaşamalısın. - Tabi, Banliyöde yalnız insanlar sübyancı ve lezbiyen rehberlik danışmanları... | Open Subtitles | نعم، العازبون الوحيدون في الضواحي هم المثليّون، و مستشارات المثليّات. |
| Banliyöde elektrikler gidince çok karanlık oluyormuş. | Open Subtitles | انقطاع التيار الكهربائي في الضواحي يخلف ظلاماً دامساً |
| Yani yakınlarda, Banliyöde yaşıyor. | Open Subtitles | مما يعني أنه يعيش في الضواحي قريبا من هنا |
| Banliyöde bir ilçe belediyesi konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد اتفقنا على حوار قاعة المدينة في الضواحي |
| Du Sud Otoyolunun yanında büyük bir Banliyöde oturuyorum. | Open Subtitles | أسكن في المباني السكنية الطويلة في الضاحية الجنوبية |