| Dört ya da Beş dakikalık. Başka biri atlamayı düşünmüyorsa tabii! | Open Subtitles | اربع او خمس دقائق بالكثير الا اذا اراد شخص آخر القفز |
| Beş dakikalık bir konuşmadan daha fazlasını hak ediyor! Böyle mi oldu artık? Başka bir yol bulamadığımız için insanları mı öldüreceğiz? | Open Subtitles | وهي تستحق اكثر من مناقشة خمس دقائق ،أهذا ما وصلنا له ، بأن نقتل شخص لأننا لم نقرر شيء أخر لفعله له |
| Beş dakikalık evlilik, oğlum hakkında karar verme hakkını sağlamıyor sana. | Open Subtitles | خمس دقائق من الزواج لا تعطيك الحق لاتخاذ قرارات تخص ابني |
| Bu Beş dakikalık bir anlatım değil. Bu iki cümle falan. | TED | وهي ليست عرض لخمس دقائق. إنها , كما تعلمون , جملتين فقط. |
| Komisyon alıyorlar ama. Aldığımız ücretin üstüne bir de 30 dolar mı isteyeceğiz? Beş dakikalık saksofon için hem de, ha? | Open Subtitles | لننسى ما يظنونه إنها ثلاثون دولاراً في الساعة لأجل خمسة دقائق |
| Ulaşım çok basit, herkes hareketliliğe Beş dakikalık uzaklıkta. | TED | والمواصلات جميعها بسيطة جداً. الجميع على بعد خمس دقائق سيراً على الأقدام من التنقل. |
| Bu Beş dakikalık iyilikler, veren taraflar için sınır koymak ve kendilerini korumaları için gerçekten mühimdir. | TED | خمس دقائق المعروف هذه هامة جداً لمساعدة المِعطاؤن أن يضعوا حواجز لحماية أنفسهم |
| Ona ayırdığın günde Beş dakikalık zaman o bombardımanla rekabet edemez. | Open Subtitles | أنت تقضى معها خمس دقائق يوميا لا يمكنك أن تنافس قاذفات القنابل هذه |
| Ona ayırdığın günde Beş dakikalık zaman o bombardımanla rekabet edemez. | Open Subtitles | أنت تقضى معها خمس دقائق يوميا لا يمكنك أن تنافس قاذفات القنابل هذه |
| Beş dakikalık bir molan vardır. | Open Subtitles | حسنا ، كما تعلم ، لديك خمس دقائق من الراحة |
| - Eğer paniklemezse o çocuğun Beş dakikalık havası var. Eğer değişme işin beceremezsen, çocuk ölür, anladın mı? | Open Subtitles | خمس دقائق من الهواء فى البدلة و إذا لم يخف يمكنه ان يموت |
| Bu yolun hemen sonunda, Beş dakikalık mesafede. | Open Subtitles | حسنا، هذا نزل كنعان، يقع على هذه الطريق حوالي خمس دقائق من هنا. |
| Herkesi tekneden çıkarın. Tüpte Beş dakikalık nitrojen kaldı. | Open Subtitles | أخرجا الجميع من على القارب بقيت لدينا خمس دقائق بالقنينة |
| Bay Clayton, sanırım Beş dakikalık bir ara verme zamanı geldi. | Open Subtitles | سيد كلايتون أظن أن علينا الاستراحة لخمس دقائق |
| Beş yıl önce Jim Moriarty ile Beş dakikalık bir sohbet. | Open Subtitles | محادثة لخمس دقائق مع جيم مورايرتي منذ خمس سنوات |
| 613'se Beş dakikalık tıp eğitiminin ardından kendine doktor diyor. | Open Subtitles | أما 613 فمارس الطب لخمس دقائق "و يسمي نفسه "شافي |
| Howard Epps onu idam sırasına koyan adamın Beş dakikalık ilgisini hakediyor. | Open Subtitles | إن هاورد إبس يستحق خمسة دقائق ليؤخذ بعين الإعتبار من الرجل الذي وضعه على طريق الموت |
| Bomba yüklü bir araçta olsan ve Beş dakikalık ömrün kalsa ne yapardın? | Open Subtitles | ماذا كنتِ ستفعلينه لو اُغلق عليكِ داخل سيارة مُفخخة بقنبلة و كان بحوزتكِ خمسة دقائق لنجاة؟ |
| Beş dakikalık egzersizden mi bahsediyorsun? | Open Subtitles | هل تقصدين تمرين الخمس دقائق خاصتك؟ |
| Seni Beş dakikalık, aralıksız göz temâsıyla ödüllendirmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اكافئك بخمس دقائق من النظر بعيني دون توقف |
| Beş dakikalık bir konuşma yaptım ve golf oynamaya gittim. | Open Subtitles | تكلمتُ لخمسة دقائق و سددتُ 36 كرة نحوه حفرة الغولف |