| 400 yıldır bunun için bekliyoruz Bir kaç gün daha beklersek nolur ki? | Open Subtitles | لقد انتظرنا هذا الحادث منذ أربع قرون ماذا سيضر اذا انتظرنا بضعة أيام؟ |
| Biraz daha beklersek, nehir yolundan geri dönmek mümkün olmayacak. Dinle! | Open Subtitles | إذا انتظرنا وقت أطول لن نكون قادرين على العودة عبر النهر |
| Saldırmak için ne kadar beklersek herkes o kadar gerilir. | Open Subtitles | وكلما انتظرنا وتأخرنا عن الهجوم كلما ازدادت رغبة الناس بالانسحاب |
| Eğer kalp krizine kadar beklersek, bu ülkede her yıl 1.1 milyon insanı kalp hastalığına kurban etmemiz gerekir. | TED | لو إنتظرنا حتى تحدث النوبة القلبية، لضحينا بـ 1.1 مليون شخص كل عام في هذا البلد بسبب مرض القلب. |
| İkamet işi hallolana kadar beklersek, sen bir hastanede olacaksın ben diğerinde. | Open Subtitles | إذا أنتظرنا حتى إنتهاء الإقامة فستكون في مستشفى وأنا في مستشفى آخر |
| Ne kadar çok beklersek, o kadar çok adam toplayacaklar. | Open Subtitles | كلما بقينا هنا , كلما زاد عدد الرجال الموجودين بالخارج. |
| beklersek, yakıt ikmali ve silah yüklemek için vakit kazanır. | Open Subtitles | لكن ان انتظرنا , سيتيح ذلك له ان يعيد التزود بالوقود و التسلح |
| Filmin bitmesini beklersek asla çıkamayız. | Open Subtitles | لو انتظرنا حتى انتهاء الفيلم فلن نقوم بها |
| Eğer Pazartesiye kadar beklersek yasal süremiz biter! | Open Subtitles | لو انتظرنا حتى الأثنين, فسينتهى الوقت حتما |
| Eminim biraz beklersek, bebeğin kımıldanışını yine hissedebiliriz. | Open Subtitles | أراهن إذا انتظرنا لحظة يمكن أن نشعر الطفل يتحرك مرة أخرى |
| Burada biraz beklersek, iş kendiliğinden hallolur. | Open Subtitles | إذا انتظرنا هنا لدقيقة، فسوف ينتظم الأمر لوحده. |
| Eğer gün ağırıncaya kadar beklersek, onların yarısı kendinden geçmiş olacak. | Open Subtitles | لو انتظرنا حتى الفجر، سيكون نصفهم قد نام |
| Görmek isteyelim! Ne kadar çok beklersek, onlara o kadar çok direnme şansı veriyoruz. | Open Subtitles | كلما انتظرنا أطول, كلما منحناهم فرصةً للتخطيط. |
| Ama beklersek bu gece Dr. Carter'a ne olacak? | Open Subtitles | وماذا سيحدث للدكتور كارتر اذا انتظرنا الليلة ؟ |
| Ne kadar çok beklersek, onu bulma şansımız da o kadar az olur. | Open Subtitles | كلما انتظرنا أطول, قلّت فرصتنا بإيجادها. |
| Bak çok beklersek, benim tatlı olduğumu düşünen ve sarılmam karşılığında içki ısmarlayan barmen gidecek, ve barmaidler gelecek. | Open Subtitles | إذا إنتظرنا أطول من اللازم فإن الساقي الذي يستلطفني و يزودني بالشراب مقابل العناق سيغادر و تحل الفتاة مكانه |
| Eğer isyan için mükemmel, nazik bir zamanı beklersek, asla gerçekleşmeyebilir. | Open Subtitles | لو إنتظرنا لوقت غير هذا لما كُتب لهذا الأمر بالحدوث أبداً |
| Hayır. Eğer beklersek, bu şey su altına girebilir. | Open Subtitles | كلا , لو إنتظرنا هذا الشىء سيكون سبب غرقنا |
| - Ben olmadan onu asla bulamazsın. - Sabaha kadar beklersek bir gün önde olur. - Uzaklaşır. | Open Subtitles | ـ لن تجده بدوني ـ إذا أنتظرنا حتى الصباح، سيسبقنا بيوم ويهرب |
| Daha beklersek, patlamanın etkisinde kalabiliriz. | Open Subtitles | لو بقينا أكثر من ذلك فسنسقط ضمن دائرة الإنفجار |
| Tabi ne kadar beklersek o kadar zamanı olacaktı. | Open Subtitles | .. بالطبع , كلّاما طال انتظارنا , كلّما حظي بوقت كي |
| Korkarım ne kadar beklersek işimiz o kadar şansa kalacak. | Open Subtitles | أخشي أنه كلما طال إنتظارنا كلما كان للحظ دوراً أوفر |