| bekleyen insanlar var. Bugün 4 tane erzak bırakmalıyız. | Open Subtitles | هناك أناس ينتظرون عندنا أربعة منحدرات اليوم |
| Belki imzanı bekleyen insanlar olabilir ama hemen kendini bir şey sanma. | Open Subtitles | قد يكون لديك أناس ينتظرون توقيعك، لكن لا تضع نفسك على تلك الركيزة |
| Yürüyün, içeride yemek bekleyen insanlar var. | Open Subtitles | هيا ، هناك أناس ينتظرون عشائهم |
| bekleyen insanlar var. | Open Subtitles | هناك أناس ينتظرون. |
| Trenin gittiği istikamette bekleyen insanlar var. | Open Subtitles | هناك جمع من الناس يقفون هنا بينما كنا نعبر |
| Aşağıda, arabada bekleyen insanlar var. | Open Subtitles | هنالك أناس ينتظرون بالسيارة |
| bekleyen insanlar var. | Open Subtitles | هناك أناس ينتظرون. |
| Sonuçları götürmemi bekleyen insanlar var. | Open Subtitles | لدي أناس ينتظرون النتائــج |
| Beni bekleyen insanlar var. | Open Subtitles | لدي أناس ينتظرون |
| Bir nehri geçen sandaldaydım karşı kıyıya yaklaştığımızda kıyıda bekleyen insanlar gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت على عَبَارَة , أعبُر النهر وكأننا نقترب من الجانب الأخر رأيت كل هؤلاء الناس يقفون على الضفة |