| Çok tuhaf. Sanki bunun olmasını bekliyorlarmış gibiler. | Open Subtitles | هذا غريب , يبدو أنهم كانوا ينتظرون حدوث ذلك |
| Bilgisayarı açmamızı bekliyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا ينتظرون منا تشغيل الجهاز أوقفه |
| Bu takımı almaya gelen adamı görmek için bekliyorlarmış ki- onun zaman makinesini de görebilsinler. | Open Subtitles | انهم يقولون أنهم ينتظرون ليروا من اختار هذه البدلة لكي يروا كيف هي شكل الة الوقت التي يمتلكها |
| Ve otobüsü bekliyorlarmış, ondan sonra yaşlı bir kadın çıkagelmiş, o da durakta oturmaya başlamış, sonra o da otobüsü beklemiş... ve hepsi oturup otobüsü beklemişler. | Open Subtitles | وانتظرت الحافلة وبعد ذلك جاءت امرأة عجوز وجلست على مقاعد الانتظار ايضاً وانتظرت الحافلة وكانوا ينتظرون جميعهم الحافلة |
| Sanki bizim temiz, iyi ve taze şeyleri getirmemizi bekliyorlarmış gibi. | Open Subtitles | كأنهم ينتظرونا لنجلب الى هنا كل ما هو نظيفا وجيدا وجديدا |
| Garsonun dediğine göre, masalarda oturan iki kurban da birini bekliyorlarmış ama kimse gelmemiş. | Open Subtitles | الشاهد قال أن الضحيتين جلسا على الطاولة وأنهم ينتظرون شخص لم يظهر. |
| Sanki orada öylece dikilip öldürülmeyi bekliyorlarmış. | Open Subtitles | وكأنهم كانوا واقفين هناك ينتظرون من يقلتهم |
| Araçlardan iner inmez ateş altında kalmıştık. Sanki bizi bekliyorlarmış gibiydi. | Open Subtitles | كنا قد خرجنا للتوّ من مركباتنا عندما أصبنا وكأنهم كانوا ينتظرون قدومنا |
| Sadece kalbinin stabilize olmasını bekliyorlarmış. | Open Subtitles | انهم فقط ينتظرون قلبه حتى يستقر |
| Bunu yapmak için babamın ölmesini bekliyorlarmış. | Open Subtitles | كانو فقط ينتظرون خروج والدي من الصورة |
| Üç gün önce. İsmini vermemişler daha. Abinle senin dönmeni bekliyorlarmış. | Open Subtitles | و هم ينتظرون عودتك لتقوم بتسميته |
| Sadece stüdyonun imzasını bekliyorlarmış. | Open Subtitles | ينتظرون توقيع رئيس الأستوديو |
| Sizi bekliyorlarmış. | Open Subtitles | كانوا ينتظرون قدومكم. |
| D Bölgesindeki Bizeff'in özel avlusunda bekliyorlarmış. | Open Subtitles | قالوا أنّهم ينتظرون في فناء (بيزاف) الخاص بالمنطقة (د). |
| Altını bulmuşlar, Rick saklamış, onun aramasını bekliyorlarmış. | Open Subtitles | وجدوا الذهب، وأخفاه (ريك)، وكانوا ينتظرون اتّصاله. |
| - İstasyonda bizi bekliyorlarmış. - Trende olduğumuzu biliyorlar mı? | Open Subtitles | انهم ينتظرونا عند المحطة هل يعرفون باننا قادمون؟ |