| Gerekli belgeleri görevli memurla beraber dün teslim edebildim, sayın yargıç. | Open Subtitles | لقد قمت بإدراج تلك الأوراق مع الكاتب بالأمس يا سيّدتي القاضية. |
| Bu muhabbeti kesip belgeleri isteyeceğim... - ...böylece herkes kendi yoluna gidebilsin. | Open Subtitles | والآن علي التصرف بتكبر وأخذ تلك الأوراق كي يذهب كل في طريقه |
| Elimde, sizin ve de merhum Dr. Riley'nin imzaladığınız hapse gönderme belgeleri var. | Open Subtitles | لدى أوراق رسمية عليها توقيعك وتوقيع دكتور كيلى |
| Vasiyetname onay formu sigorta belgeleri, emekli maaşı evrakları sosyal güvelik formu. | Open Subtitles | إستمارات إثبات صحة الوصية دعاوي التأمين و وثائق المعاش إستمارات الضمان الإجتماعي |
| Bayan Vickers ve Bay Brill belgeleri çaldıklarına dair tam ifade verdiler. | Open Subtitles | السيدة فيكرز والسيد بريل ادلوا باقوالهم الكاملة عن سرقة المستندات |
| Ne zaman yeni bir belge eklese içindeki belgeleri kaydırırdı ve yeni belgeyi kutunun soluna eklerdi. | TED | وكلّما أضاف ملفّا جديدا يضع الملفات الموجودة جانبا ويضيف الملف الجديد الى اليسار. |
| Bunlar Bakanlık belgeleri. Nereden buldun? Kaynağın kim? | Open Subtitles | لقد أخذوا من خارج ملفات الوزارة من أين حصلت عليهم ؟ |
| Onlara parayı ve kızımı verince bu belgeleri ne yapacağım? | Open Subtitles | عندما أعطيتهــم المــال وإبنتـــي مــاذا سأفعــل بهــذه الأوراق ؟ إنساهـــم |
| Boşalıncaya kadar bekle ve benim kim olduğumu gösteren belgeleri al. | Open Subtitles | وأنتظري حتى يكون خالياً ثم أحصلي على الأوراق التي تثبت هويتي |
| İki tarafın da itirazı olmadığı için sadece belgeleri imzalamanız yeterli. | Open Subtitles | مما لن يسبب أي صراع , الأمر متعلّق فقط بتوقيع الأوراق |
| Tamam, ilk olarak boşanmadık çünkü henüz belgeleri imzalamadı ve sana köpeğimi anlatmıştım. | Open Subtitles | حسنا.فى البداية سبب عدم طلاقنا بسبب عدم تواجدها لتوقيع الأوراق وأخبرتك بشأن كلبى |
| Hassan Khadija’ya güvenlik incelemesinin nasıl işlediğini anlattı. İhtiyaç duyduğu belgeleri toplamasında ve soruşturma komitesinin önüne çıkmasına yardımcı oldu. | TED | شرح حسان لخديجة كيف تتم عملية التدقيق، وساعدها على جمع الأوراق المطلوبة والاستعداد للذهاب للجنة التدقيق. |
| Hepimiz Homer'ı benim eğittimi biliyoruz. Yani onun belgeleri de benimkiler kadar iyi. | Open Subtitles | كلنا نعرف بأني دربت هومر لذلك أوراق إعتمادة ستكون مثل أوراقي |
| Bu odadan çıkacağım, Yönetici'yi arayacağım bazı istifa belgeleri fakslayacaklar ve onları imzalayacaksın. | Open Subtitles | سأغادر هذه الغرفة وأتصل بالادارة وسيرسلون إلينا أوراق استقالة وتوقعين عليها |
| Hector'un sahte belgeleri tanıması beklenemez. | Open Subtitles | لم يكن ليتوقع هيكتور أبداً ليتعرف على أوراق مزورة |
| Elimde bir sigara şirketine ait bilimsel belgeler var ve bu belgeleri bir danışman olarak bana açıklayabilirsiniz. | Open Subtitles | لدي وثائق علمية من شركة تبغ وأريد مساعدتك كإستشاري في تفسير هذه الوثائق لي |
| Hannah'ın seyahat belgeleri, yeni kimlik ve pasaport. | Open Subtitles | وثائق سفر هينا ، هويتها الجديدة وجواز السفر |
| Ne olursa olsun, onları yakalamak ve belgeleri geri olmak zorundayız! | Open Subtitles | يجب أن نلحق بهم ونسرق المستندات مهما كان الأمر |
| belgeleri okumak, buluşmanın amacının aklından uçmasına sebep oldu. | Open Subtitles | حال قرائته المستندات , غاب عن باله الغرض من اللقاء |
| Dışarı çıkarılmamalı, burada elinize geçen bütün belgeleri okumamalı ya da ne olduklarını çözmeye çalışmamalısınız. | Open Subtitles | لابد أن لايخرج شيء من هنا, ولابد أن لاتقرأه أو تحاول فك الملفات التي تمر عبرك 643 01: 15: |
| İçişleri eski belgeleri her zaman alır. | Open Subtitles | الشئون الداخلية تُخرج ملفات قديمة بإستمرار. |
| Yetkililer, belgeleri görmedikleri sürece, evliliğin geçersiz olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون الزواج غير قانوني ما لم ينتج لها اوراق هوية |
| ve şu belgeleri imzalaman gerekli, böylece ben de onları yollayabilirim. | Open Subtitles | وأُريدُكَ أن توقّع على هذه الوثيقة الخاصة باستشارة الحزن، كي أتمكّن من إرسالها بالفاكس. |
| Ve bunları sağlayacağız. Gerekli tüm belgelere sahibim: unvan belgeleri, doğum ve ölüm ilamları. | Open Subtitles | عندي كل الوثائق ذات العلاقة سندات الملكية، شهادات الولادة والموت |
| - Bugün değil. Bazı belgeleri hâlletmem gerekiyor. | Open Subtitles | ليس اليوم، فلدي الكثير من الأعمال الورقية لأقوم بها |
| Tazminat alabilirsin. Polisten belgeleri aldım. Teşekküre gerek yok. | Open Subtitles | لقد حصلت على وثيقة من الشرطة تفيد بانه يمكنكِ طلب التعويض ، لا تشكرينى |
| Sizin için gerekli belgeleri sağlayacağım. Çünkü bu kart artık faydasız. | Open Subtitles | سآخذ الاوراق المهمه لان هذه البطاقه لم تعد صالحه بعد الان |
| İşte para, karneler, yeni çalışma belgeleri, tüm evraklar. | Open Subtitles | هــذة نقــود و قسـائم حصص وأوراق "نيويورك"، كلّ الوثائق |
| Etkilenen tüm çiftlik sahiplerinden müşteriler ve malzemecilerle ilgili belgeleri istiyoruz. | Open Subtitles | نطلب من المزارعين المصابين أن يقدموا لنا أوراقاً عن زبائنهم ومورديهم |
| İkincisi, bu lanet belgeleri olan bir lanet bir gösteri köpeği. | Open Subtitles | ثانياً، هذا كلب استعراض معه أوراقه الرسميّة |