| Cumartesi bu kutu ve şapka için bir tweet attım, çünkü onları Batı kıyısından yanımda getirmek istemiyordum ve Newport Beach'ten Chris ile birlikte belirdiler. Chris hepinize merhaba diyor. | TED | يوم السبت قمت بعمل تغريدة لهذا القفص والقبعة، لأنني لا أريد ان اشحنهم من الساحل الشرقي، و قد ظهروا هنا بعناية هذا الرجل، كريس من نيوبورت بيتش، الذي يقول مرحبا. |
| Sanki sisten oluşmuş gibi belirdiler. | Open Subtitles | لقد ظهروا كما لو كانوا قد صنعوا من الضباب |
| Ansızın belirdiler. Diyorum ki, gerçek insanlar. | Open Subtitles | ظهروا من العدم، أعني أناس حقيقيون |
| Bir dakika, oda boştu ve sonra pat diye belirdiler. | Open Subtitles | وفي التالية ظهروا في الهواء |
| - Bilmiyorum. - Birden bire okyanustan belirdiler! | Open Subtitles | لقد ظهروا فجأة من البحر |
| Sonra ansızın sisin içinden belirdiler. | Open Subtitles | وفجأة ظهروا من خلف الضباب |
| Sonra ansızın sisin içinden belirdiler. | Open Subtitles | وفجأة ظهروا من خلف الضباب |
| Nesnenin üzerinde belirdiler. | Open Subtitles | لقد ظهروا من ذلك الشيئ |
| - Hak ettiğimde belirdiler. | Open Subtitles | ظهروا فحسب، حينما أستحقهم |
| Ansızın belirdiler. | Open Subtitles | ظهروا من العدم |