| Anemi belirtileri var, ben de kansızlığa karşı tedavi uyguluyorum. | Open Subtitles | الاعراض مثل اعراض الانيميا وانا اعالجها على هذا الاساس |
| Bu bileklikler, hayati belirtileri göndermeye tasarlanmış, vücuttaki elektrik sinyallerini. | Open Subtitles | هذه الأسوار تم تصميمها لنقل العلامات الحيوية والكهربائية من الجسم |
| Yaşı yanlış mı aldık anlamak için diğer belirtileri yeniden kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نعيد التأكد من إشارات تدل على أن لدينا العمر الخطأ |
| Bu belirtileri açıklayabilecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كل الفحوصات عادت طبيعية لا يوجد ما يفسر أعراضه |
| Ve bu yaraların belirtileri ise birini korumaya çalışırken meydana geldigini gösteriyor. | Open Subtitles | كما ان هناك مؤشرات على جروح تبقى عندما تقوم بحماية شخص ما |
| Eğer aynı belirtileri gösteriyorlarsa, çok zayıf veya bayılmış olabilirler. | Open Subtitles | إذا طوروا نفس الأعراض قد يكونو ضعفاء أو مغمى عليهم |
| İkisini tek hasta olarak düşünür, birindeki belirtileri diğerine eklerseniz-- | Open Subtitles | إن اعتبرتهما مريضاً واحداً و أضفت أعراضها لأعراضه |
| Hayat belirtileri çok zayıf diye onu ameliyata göndermekten çok da emin olmazdım. | Open Subtitles | لكن مؤشراته الحيوية ضعيفة ولن أطمئن إن أدخلناه إلى غرفة العمليات |
| Ama belirtileri gerçek bir kriz gibiydi kendine bakacak durumda değil. | Open Subtitles | ما كان فيه احتشاء اي شي لاكن هما حتى قالو الاعراض نفس السكته الدماغية من شان كذا نفس النتائج |
| İnsan bedenine şeytani ruh girmesinin psikolojik belirtileri üzerine yapılacak çalışmalar için harika bir şans durumundaydı. | Open Subtitles | لقد كانت افضل فرصه لفحص الاعراض الفيزيائيه للتلبس الشيطاني |
| Hemorojik bir virus belirtileri var. | Open Subtitles | هذه العلامات تشبه ما يسببه الفيروسات التى تسبب النزيف |
| Evet, erken belirtileri... görmezden gelmenin hata olduğunu. | Open Subtitles | أجل , أنه من الخطأ تجاهل العلامات الاولية |
| Doğal kimyevi belirtileri bulabiliyor, ki bunlar feromonlardır. | TED | إنه قادر على التقاط إشارات كيميائية طبيعية تدعى بالفيرمونات. |
| Ama Simon'ın cenazesinden sonraki günlerde birkaç meslektaşınız davranışlarınızın değiştiğini fark etti... açık depresyon belirtileri, kafa karışıklığı. | Open Subtitles | لكن في الأيام التي تلت جنازة سايمون عدد من زملائك لاحظوا تغيرا في سلوكك إشارات واضحة للاكتئاب |
| belirtileri ... - ... antiviral ilaçlardan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | أعراضه فيروسية مختلطة معدي كيف تبقي شيئ ما مثل ذلك |
| Ekonomi yaşam belirtileri göstermeye başladı sanki. | TED | وبدأ الاقتصاد حقاً بإبداء بعض مؤشرات الحياة. |
| belirtileri İnternette araştırdım, prostat kanseriyle ilgili 3 bin sonuç buldum. | Open Subtitles | لقد وضعت الأعراض على الإنترنت و حصلت على3000 نتيجة لسرطان البروستاتا |
| belirtileri halletmek için ne yapmış bilmiyorum ama sahada kalması için onun için çok tehlikeli. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة كيف تمكنت من إخفاء أعراضها لكن هذا أمر خطير بالنسبة لها أن تكون في الميدان |
| Fiziksel belirtileri vardı. Baş ağrıları, ışığa karşı hassasiyet. | Open Subtitles | كانت لديهم اعراض فسيولجية، صداع، تحسس للضوء، |
| Hayat belirtileri aynı. Bu aptal hastanede tedavi edecek birşeyler olması lazım. | Open Subtitles | مازالت مؤشراته الحيوية على حالها لابد من وجود طبيب دائم في هذا المستشفى السخيف |
| Eski kemikler, beklenildiği gibi, aşınma ve çürüme belirtileri gösteriyor. | Open Subtitles | العظام القديمة تظهر علامات الاضمحلال وسطح مكشوط مثل كنت تتوقع |
| Motaba olduğundan eminim. -Bu belirtileri gösteren başkası var mı? | Open Subtitles | سأوكد أنه فيروس موتابا أيظهر أحد غيرهما عوارض المرض؟ |
| belirtileri geçirecek bir tedavi uygulanmadığı sürece o gezegeni terkedemez. | Open Subtitles | لن يمكنه الرحيل من الكوكب بدون ظهور أعراض الإنسحاب عليه |
| Belki, verileri kümelersek belki belirtileri, en iyi öngörüyü 5 dakika içerinde bir araba kazasının gerçekleşebileceğini tanımlayabiliriz. | TED | لو اجمعنا البيانات لاستطعنا ان نتعرف على اشارات المؤشر و يعمل ايضا كافضل جهاز يتوقع حدوث اصطدام في الخمس ثوان المقبلة |
| Genetiği değiştirilmiş mısırları yiyen farelerin karaciğer ve böbrek toksisite belirtileri gösterdiklerini biliyor muydunuz? | TED | هل تعلمون ان الفئران التي تغذت على حبوب ذرة معدلة وراثياً قد نشأ لديها دلائل على تلوث الكبد والكلاوي |
| Ben on iki yaşındayken, gerçek babamı öldüren hastalığın ilk belirtileri ortaya çıktı. | Open Subtitles | عندما كان عمري 12 عاماً، أولى بوادر المرض الذي قتل والدي يظهر لي |