| Ben ise her zamanki şansımla, rutubetli bir hücrede idamımı beklemeye başladım. | Open Subtitles | أما أنا, فبحسن حظي المعتاد، فأُلقيتُ في زنزانة رطبة بانتظارالاعدام. |
| Annem beni Pamuk Prensesi izlemeye götürdüğünde, herkes Pamuk Prensese, Ben ise kötü kalpli kraliçeye aşık olmuştum. | Open Subtitles | عندما أخذتني والدتي لأشاهد سنوهوايت الجميع أغرم بها أما أنا فأغرمت بالملكة الشريرة |
| Onlar inşa etmekte uzman olabilirler Ben ise havaya uçurma uzmanıyım. | Open Subtitles | نعم. وهم على الارجح خبراء في بناء الأشياء بينما أنا خبير في تفجيرها |
| Bu yüzden, o hayatını ilham perisi gibi geçirirken Ben ise saç ve makyaj işine koyuldum. | Open Subtitles | هكذا أفنت حياتها مثل راهب، بينما أنا أقوم |
| O kraliyet ailesinin bir hizmetçisiydi, Ben ise bir asilzadeydim. | Open Subtitles | هي كانت جارية إلى العائلة المالكة , وأنا كنت نبيل. |
| Sen, daha yüksek kademedeki bir gerçeklikle meşgul oluyorsun; Ben ise çok daha alçak kademedeki bir gerçeklikle. | Open Subtitles | أنت مشغول بالحقيقة بأبهى صورها بينما انا مشغول بالحقيقة في أدنى صورها |
| Ben ise... aşağı kata inip... kendime bir fincan kahve alacağım. | Open Subtitles | أما بالنسبة لي ، أنا ستعمل الذهاب في الطابق السفلي والحصول على نفسي فنجان من القهوة. |
| Hepiniz sıkı çalışma ve tarihlersiniz, Ben ise kartopu ve eğlenceyim. | Open Subtitles | أنتم تلتزمون بالعمل والمواعيد أمّا أنا فبكُرات الثلج والمرح |
| O taze et, Ben ise kurumuş. | Open Subtitles | إنها لحم، وأنا متجعده |
| Ben ise sadece gerçek adalet istiyorum ve bunu aldığımdan emin olacağım. | Open Subtitles | أما أنا فأريد العدالة الحقيقة، وسأحرص على تحقيقها. |
| Ben ise gerçek dünyada çalışıyorum. Hukukun üstünlüğüne ihtiyaç duyan bir dünya. | Open Subtitles | أما أنا فأعمل في العالم الحقيقي، عالم يحتاج لسطوة القانون. |
| Bu tam bir modern iş kadını tanımı. Ben ise paket servisini kullanıyorum. | Open Subtitles | أنت مثال المرأة العصرية الناجحة، أما أنا فأعتمد على الطعام الجاهز |
| O zekiler sınıfındaydı. Ben ise normal sınıftaydım. | Open Subtitles | لقد دخل هو فصل الأزكياء أما أنا فكنت في فصول زوي الاحتياجات الخاصة |
| O zekiler sınıfındaydı. Ben ise normal sınıftaydım. | Open Subtitles | لقد دخل هو فصل الأزكياء أما أنا فكنت في فصول زوي الاحتياجات الخاصة |
| Ben ise onları fotoğraflar dâhil beş dakikadan az sürede bulabilirim. 27 mi? | Open Subtitles | أما أنا فأستطيع ايجادهم قي أقل من خمس دقائق 27دماغا؟ |
| Sen geçmişi unutmak için içiyorsun, Ben ise hatırlamak için. | Open Subtitles | أنت تشرب من أجل نسيان الماضي، بينما أنا أشرب من أجل تذكره. |
| Ben ise diğer bir yandan, gece 2'ye kadar uyuyamıyorum. | Open Subtitles | بينما أنا على النقيض، لا أستطيع النوم قبل الثانية. |
| Sen tek bir insan olmalısın. Ben ise bin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تكون شخصًا واحدًا بينما أنا يجب عليّ أن أكون ألف شخص |
| O gidip Başkan'ın elini sıkıyor Ben ise bu Ay'da tıkılıp kaldım yani? | Open Subtitles | إذاً فهو يُسلّم على الرئيسة بينما أنا عالق بالقمر |
| İçecek bir şey almaya gitti, Ben ise kullandığım dolma kalem hakkında gevezelik ediyordum. | Open Subtitles | ،ذهبت لجلب شيء للشرب وأنا كنت أتذمر بخصوص قلم مستعمل |
| Onlar bunu başaramadı. Ben ise başardım! | Open Subtitles | هم لَم يستطيعوُ, بينما انا استطعت. |
| Ben ise hiç çekici biri değilim. | Open Subtitles | أما بالنسبة لي ، أنا حقاً لست جذابة على الاطلاق |
| Hepiniz sıkı çalışma ve tarihlersiniz, Ben ise kartopu ve eğlenceyim. | Open Subtitles | أنتم تلتزمون بالعمل والمواعيد أمّا أنا فبكُرات الثلج والمرح |
| O taze et, Ben ise kurumuş. | Open Subtitles | إنها لحم، وأنا متجعده |
| - Oğlum zilleri çalmaya alışıktır. Ben ise içeri zorla sokulmuştum. | Open Subtitles | صبىٍٍ هو من ضرب الجرس و أنا نحيته من الواجهه _ |
| Sen onu geri vermeye niyetli olmadığın için biliyorsun Ben ise onu çoktan geri aldığım için biliyorum. | Open Subtitles | تعلم ذلك لإنه ليس لديك أى نية ، في تسليمها لي وأعلم ذلك لإني أطلقت سراحها للتو |