| Sen bulunmamak için uğraşıyorsun ben ise, birinin beni bulması için uğraşıyorum. | Open Subtitles | انت تحاولين الإختفاء من إكتشافك وأنا أتمنى أن أحداً يجدني |
| Birilerinin beni bulması için yeterince ipucu bıraktığımdan emin değildim | Open Subtitles | لم أدرك بأنني ألقيت لمحات كافية كي يجدني أحد |
| Hayır, saklanan bendim. Onun beni bulması gerekiyordu. | Open Subtitles | كلا، لقد كنت مختبئة كان يفترض أن يجدني |
| Hayır, efendim, birinin beni bulması gerekiyordu. | Open Subtitles | لا يا سيدى , شخص ما كان من المفروض أن يجدنى |
| Hayır, efendim, birinin beni bulması gerekiyordu. | Open Subtitles | لا يا سيدى , شخص ما كان من المفروض أن يجدنى |
| O beni bulmadan önce birini beni bulması için yollamalısınız... | Open Subtitles | يجب أن ترسلي شخصاً بسرعة، قبل أن يجدني |
| Ze seni yakalarsa öldürür. Öncelikle beni bulması lazım. | Open Subtitles | إن أمسك بك (ليل زي) سيقتلك يجب أن يجدني أولاً |
| Li'l Zé seni yakalarsa öldürecek. Ama önce beni bulması gerekecek. | Open Subtitles | إن أمسك بك (ليل زي) سيقتلك يجب أن يجدني أولاً |
| Ze seni yakalarsa öldürür. Öncelikle beni bulması lazım. | Open Subtitles | إن أمسك بك (ليل زي) سيقتلك يجب أن يجدني أولاً |
| O zaman gelecek sefere beni bulması için dua ederim. | Open Subtitles | إذاً سأصلي لأن يجدني بالمرة المقبلة! |
| Gelecekteki sen beni bulması için onu gönderdin. | Open Subtitles | في المستقبل أرسلتيه كي يجدني |
| - beni bulması için sabırsızlanıyorum! - Yapma, yapma! | Open Subtitles | -لا أطيق صبرًا حتّى يجدني |
| Beni sisteme sokun. Kuze'nin beni bulması lazım. | Open Subtitles | ،أعدني إلى الشبكة (أريد أن يجدني (كوزيه |