| Ama şaşırtıcı bir şekilde müsahamasızlık gösterdin, ki bu beni düşündürdü. | Open Subtitles | لكنك أثبتّ لي فقراً مدقعاً في حس الدعابة مما جعلني أفكر |
| tüm sabahı iş ilanlarına bakarak geçirdim, ve bu beni düşündürdü. | Open Subtitles | لقد قضيت الصباح بأكمله باحثة في قسم الإعلانات. مما جعلني أفكر. |
| Kişisel deneyimlerime göre genetik bir testte ırksal terimlerin kullanılması beni düşündürdü: Irk, tıptan başka nerede yanlış biyolojik tahminler yapmaya neden olur? | TED | تلك التجربة الشخصية مع استخدام العرق فى الاختبارات الجينية جعلني أفكر: أين يستخدم العرق أيضاً فى مجال الطب للحصول على توقعات بيولوجية كاذبة؟ |
| Elimde şu kasetler ve bu kaset var. Ve bu beni düşündürdü. | Open Subtitles | ،لكن أنا كان لدي هؤلاء الأشرطة و هذا الشريط مما جعلني أفكر بالأمر |
| Biliyorum ama bu beni düşündürdü ve haklı olabileceğiniz kanısına vardım. | Open Subtitles | أعرف ولكنها جعلتني أفكر وتوصلت إلى أنك يمكن أن تكون على حق |
| Tüm bu büyük kaçış ve pokemonlama olayları beni düşündürdü. | Open Subtitles | كل هذا الحديث عن الهروب الكبير والبوكمون جعلني افكر . |
| Bu cümle beni düşündürdü çünkü yaptığımız şey bu, değil mi? | Open Subtitles | وقد جعلني أفكر.. لأن هذا ما كنا نفعله أليس كذلك؟ |
| Bu da beni düşündürdü çocuk sahibi olamama konusunda sorun olmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | .. وهذا جعلني أفكر أعلم أنك قلت أنك لا تمانع عدم الحصول على أطفال |
| Evet, biliyorum ve bu beni düşündürdü, peki derin beyin stimülasyonu hakkında ne dersin? | Open Subtitles | نعم، أعلم وهذا جعلني أفكر ماذا عن التحفيز العميق للمخ؟ |
| Bu beni düşündürdü. Biraz ara vermeliyim. | Open Subtitles | ذلك جعلني أفكر علي أخذ استراحة |
| Telefonun beni düşündürdü, düşünmek beni içirtti. | Open Subtitles | إتصالك جعلني أفكر وتفكيري جعلني أشرب. |
| - Şu adam beni düşündürdü. | Open Subtitles | الرجل الشرير جعلني أفكر |
| Amcamın söylediği şey beni düşündürdü. | Open Subtitles | شيئًا قاله عمي جعلني أفكر |
| Geçen gece beni düşündürdü... | Open Subtitles | ليلة أمس جعلني أفكر |
| Amcamın söylediği şey beni düşündürdü. | Open Subtitles | شيئًا قاله عمي جعلني أفكر |
| Evet ve bu da beni düşündürdü... | Open Subtitles | أجل، وهذا جعلني أفكر... |
| Turk'un bugün yaptıkları beni düşündürdü. | Open Subtitles | أمر (ترك) جعلني أفكر |
| Alex'in böyle harcandığını görmek beni düşündürdü. | Open Subtitles | إيجاد (آليكس) مهزولة هكذا... جعلني أفكر |
| Bu da beni düşündürdü. | Open Subtitles | مما جعلني أفكر |
| Dünkü sohbetimiz beni düşündürdü. | Open Subtitles | بعد مُحادثتنا البارحة، جعلتني أفكر فحسب |
| Yine de beni düşündürdü seninle söz yazmak çok kolaydı ve bence bunu tekrarlamalıyız. | Open Subtitles | هذا جعلني افكر بأنه كان من السهل الكتابه معك و اعتقد بأنه يجدر بنا فعلها مجدداً |