| - Benim bile Facebook sayfam var. - Üç arkadaşınla. | Open Subtitles | حتى أنا لدي صفحة الفيس بوك مع ثلاثة من الأصدقاء |
| Benim bile bir Kızılderiliye satmayacağım şeyler var. | Open Subtitles | ولكن هناك بعض الأشياء حتى أنا لن أرضى أن أبيعها للهنود |
| Müthiş bir oyunculuk sergiledin. Benim bile nutkum tutuldu. | Open Subtitles | يا له من أداء حتى أنا تركتني عاجزاً عن الكلام |
| Üst katta, Benim bile bilmemem gereken laboratuvarı var. | Open Subtitles | لديه مختبر سرى فى الدور العلوى حتى أنا من امفروض ألا أعلم به |
| Herkesin küçük bir acayipliği vardır. Benim bile. | Open Subtitles | أعتقد أن الجميع يعاني من نقائص، حتّى أنا. |
| Benim bile değil, geri çekil. | Open Subtitles | إنها ليست لي حتى. اقفلها بنفسك |
| Bak Memphis, o adam Benim bile ödümü patlatıyor. | Open Subtitles | لكن سأخبرك،ممفيس،هذا الرجل يُخيف الجميع حتى أنا |
| Onun genetik yapısında Benim bile bilmediğim anormal bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيئ غير عادي حول تركيبتها الجينية شيئ لم أكن أعلم به حتى أنا |
| Korunma eksikliği ve Jaffa ordusunun büyüklüğünü dikkate alırsak, Benim bile Yıldız Geçidinden fark edilmeden geçebileceğime inanmıyorum. | Open Subtitles | نحن نفتقر للغطاء وحجم جيش الجافا حتى أنا لا أستطيع الوصول للبوابة دون اكتشافي |
| Ama Benim bile bir sınırım var. Şimdi toz ol! | Open Subtitles | ولكن حتى أنا لدي حدودي والآن اذهب من هنا |
| O gizli bir görevde, Benim bile bilmemem gerekiyor. | Open Subtitles | إنها في مهمة سرية حتى أنا ليس من المفترض أن أعرف عنها حسنا إذا, اثنان سيفوا بالغرض |
| Benim bile bakmadığım bir mimarlık dergisini bile araştırdığına göre bana karşı tamamen boş değilsin demek. | Open Subtitles | بحثكِ فى مجلة هندسية حتى أنا لا أنظر إليها، يعني هذا أنكِ ترغبين بي. |
| Seni bulamayacağım bir yere git, Benim bile bulamayacağım bir yere. Sadece nakit para kullan. | Open Subtitles | لا أحد يستطيع أن يجدكِ ولا حتى أنا استخدمي فقط النقود |
| Benim bile durduramayacağım türden olaylar. | Open Subtitles | النوع ذلك حتى أنا قد يكون غير قادر على التوقّف. |
| Benim bile bilmediğim, uzun zaman önce unutulmuş bir lisanda yazılmış. | Open Subtitles | لقد كُتب بلغة باتت في طي النسيان ، منذ زمن طويل بلغة حتى أنا لا أعلمها |
| Hepimizin başına gelebilir, Benim bile. | Open Subtitles | نحن جميعاً لدينا أيامنا السيئة ، حتى أنا |
| Onun gözünde yer edinebilmek için Benim bile kendimi değiştirmem gerekti. | Open Subtitles | حتى أنا كان عليّ أن أُغير نفسي حتى أُصبح شخصًا يستحقُها في عينيها |
| Benim bile konuta kısıtlamasız erişimim yok. | Open Subtitles | حتى أنا ليس لدي تصريح شامل لدخول قصر الضيافة |
| Benim bile burada neler olduğunu bilme yetkim yok. | Open Subtitles | حتى أنا ليس لدي ترخيص لـ أعرف ما الذي يحدث هنا. |
| Benim bile bilmediğim bazı sırlar var. | Open Subtitles | ثَمّّة بعض الأسرّر لا يعرفُها أحدٌ حتّى أنا. |
| Benim bile cevaplamak istediğim bir mesajım var. | Open Subtitles | حتّى أنا لدي رسالة قصيرة أودّ الإجابة عليها. |
| Aslında ben bunu yerde buldum... Benim bile değil. Sadece... | Open Subtitles | ... في الواقع ، لقد وجدت ذلك على الأرض ، إنه ليس لي حتى ، أنا فقط |