| Sen elmaslarını bul. Uyuyan güzeli bana bırak. benim evde buluşuruz. | Open Subtitles | أنت أحضر الماس وأنا سأنقذ عروستك وسنتقابل في منزلي |
| Sam, çocuklar video gecesi benim evde ve ben evde bile değilim. - Hesap. | Open Subtitles | ، إنّها ليلة الفيديو في منزلي وأنا لستُ حتى هناك |
| Tamam, çocuklar, kesin şunu. Sen benim evde bulunmaktadır. | Open Subtitles | حسناً يا شبان ، توقفوا عن هذا أنتم في منزلي |
| - benim evde birkaç kişiyle doğaçlama bir parti veriyorum. | Open Subtitles | ما الذي يجري؟ حسناً، أنا أقيم حفلة صغيرة في شقتي |
| Bu akşam benim evde küçük bir suare var. Tabii bu ağdalı oldu, ne dediğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | هناك حفل ساهر صغير فى منزلى الليلة وهذا إسهاب فى القول بالطبع,فأنا لا أعرف ما أتحدث عنه |
| Yarın çocuklarla benim evde parti yaparız. | Open Subtitles | أخبر الرفاق أن حلفة الطبخ ستكون في منزلي مساء الغد |
| Laf lafı açtı ve geceyi benim evde bitirdik. | Open Subtitles | واحدة بعد واحدة، إنتهي بنا المطاف في منزلي |
| Dün gece benim evde çalıştığımız için projeyi evde unuttum. | Open Subtitles | الليـلة الماضيـة ، كنــاّ نعمـل سويــة في منزلي ولقد نسيـت الوآجب في منزلــي |
| Bu arada, ...geçen gece bunu benim evde bırakmışsın. | Open Subtitles | بالمناسبة لقد نسيت هذه في منزلي ليلة البارحة |
| Ve acıkırlarsa da benim evde pizza ve abur cubur var. | Open Subtitles | وعندما يشعران بالجوع سيجدون البيتزا والوجبات الخفيفة في منزلي حسناً؟ |
| Bu her kimse Taub onunla saat 8'de benim evde buluşacakmış ki genellikle ben o saatlerde sporda olurum. | Open Subtitles | من المفترض أن عمرها 21 عاما أيا كانت تاوب سيلتقيها في منزلي الساعة 8 |
| Duymadıysanız diye söylüyorum akşam benim evde parti var. | Open Subtitles | إذا لم تسمعو الخبر فـ هناك حفلة في منزلي الليلة |
| 8 gibi benim evde buluşuruz, oradan yürüyerek geçeriz. | Open Subtitles | سوف آراكم في منزلي نذهب للمشي لها عند تمام الثامنة |
| Yok, buradaki şeyleri benim evde bulamayız. | Open Subtitles | . لا ، هناك أشياء هنا لن تجديها في منزلي |
| Sen de bu gece benim evde aynısını yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تقوم بنفس الشيء في منزلي الليلة |
| Benim, evde bir sürahi "sangria"m ve bir kutu dominom var. | Open Subtitles | عندي إبريق من المشروب وصندوق من الدومينوز في منزلي |
| benim evde yemek yapayım mı sana? | Open Subtitles | اسمحلي لي ان اطبخ لك العشاء في منزلي الليلة |
| Belki akşam yemeği civarında. benim evde çalışabiliriz. | Open Subtitles | ربما في وقت العشاء نستطيع ان نتدرب في منزلي |
| Sen düzgün bir yer bulana kadar benim evde olacak. | Open Subtitles | -لقد جمعتها . انها في شقتي حتى تجد مكان لائق. |
| Evet, benim evde takılabiliriz istersen. | Open Subtitles | الأدخنه تسبب الوفاة بلى، يمكننا المكوث في شقتي اذا أردت |
| Öyleyim, ama aslında benim evde kalmayı teklif etmiştim. | Open Subtitles | أنا. ولكن إحقاقا للحق، انا قد عرضت عليه اللعب فى منزلى |
| Durumu halledene kadar benim evde kalmasina izin verdim birkaç günlügüne. | Open Subtitles | انه سوف أترك معجبتها فى منزلى لليلتين حتى نحل موقفها |