| Sonra fark ettim ki Benim istediğim emlakçılık sektöründe kariyer yapmakmış. | Open Subtitles | و حينها أدركت أن العمل في العقارات هو ما أريده |
| Ama Benim istediğim... bundan daha fazlası. | Open Subtitles | و لكن ما أريده حقاً هي أن أكون أكثر من هذا |
| Tamam, öyle yaptı, anladım. Benim istediğim, onu nasıl bulacağız? | Open Subtitles | ، صحيح ، لقد فعلتها فهمت هذا ما أريده هو ، كيف بإمكاني أن أجدها ؟ |
| Benim istediğim; kendim ve ailem için güzel bir Noel'di. | Open Subtitles | كل ما أردته هو عيد ميلاد سعيد لى و لعائلتى |
| Sizde Benim istediğim bir şeyler var. | Open Subtitles | وأنت يا جريجوريو وإنجريد كورتيز أعتقد أنكم تملكون شيئاً أريده أنا |
| Ve Benim istediğim sorgulama işi, San Diego'da. | Open Subtitles | وعمل المحقّق الذي أريده في سان فرانسيسكو. |
| Benim istediğim yazı bu. Ahlaksız bir Gizli Servis adamı değil. | Open Subtitles | هذه هي القصة التي أريدها وليس رجل خدمة سرية يتلاعب بالحسابات |
| İşte, Benim istediğim, darılmadan sınırsız yakınlığı önemsemek. | Open Subtitles | أترى.. ؟ هذا ما أريده حميمية وعناية متحررة من أي نوع من الإستياء لاحقاً |
| - Çok tatlı. Hayatım, Benim istediğim şarap eşliğinde basit bir akşam yemeği. | Open Subtitles | أرأيت ياعزيزي, جُلّ ما أريده هو ليلة عشاء هادئة |
| Benim istediğim para değil. | Open Subtitles | لقد أخبرتك من قبل أن ما أريده لم يكن المال |
| Benim istediğim herkesin beni rahat bırakması. | Open Subtitles | ما أريده هو أن يدعني الجميع وشأني كيف أحصل على ذلك؟ |
| Benim istediğim Jonah'la olmak. | Open Subtitles | الحياة التي تودينها ؟ ما أريده ، هو أن أكون مع جوناه |
| Benim istediğim suikastçinin kim olduğunu öğrenmek ve savcının bu olayı neden gizli tuttuğunu bulmak. | Open Subtitles | إليكم ما أريده اعرفو من هو هذا القاتل ولماذا النيابة العامة تناضل لمنع الشفافة في الموضوع |
| Bana gelince, Benim istediğim şey sadece terörizme gibi küresel bir markaymış gibi bakmak, diyelim ki Coca-Cola. | TED | من جهتي، كل ما أردته هو أن ننظر للإرهاب كما لو كان علامة تجارية عالمية، كوكا كولا مثلاً. |
| Senin de Benim istediğim şeyi getirmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك جلبت ما أريده أنا أيضاً |
| Şimdi dinle beni. Morris Kotzwinkle Benim istediğim adam, nokta. | Open Subtitles | حسنا والآن استمع إليّ.موريس كوتزوينكل هو الرجل الذي أريده... |
| Geliyorum ve koltuğum, Benim istediğim gibi geri gidiyor. | Open Subtitles | أخرج من السجن, مقعدي يرجع لوضعيّته التي أريدها |
| Benim istediğim bu değil. Mantıklı olanı bu tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس ما كنت أريده هذا يبدو واقعياً ، حسناً؟ |
| Benim istediğim benim için hayatlarını feda edecek müminler. | Open Subtitles | كل ما اريده هو اناس يضحون بحياتهم من اجلي |
| Benim istediğim bu. | Open Subtitles | هذا ما أريد أنا |
| Ama Benim istediğim, tüm derinliğiyle senin hikayen Müfettiş Harry Callahan. | Open Subtitles | لكن ما أريد القيام به هو اجراء بحثاً معمقاً |
| Benim istediğim bu değildi. | Open Subtitles | ذلك لَيسَ الذي أُريدُ. |
| Bu nedenle birşey vermek için var. Buda Benim istediğim şey. | TED | ويتوجب .. علينا ان نقوم بشيء حيال ذلك .. وهذا هو الذي اريده |
| - Bu Benim istediğim cevap değil! | Open Subtitles | -هذه ليست الأجابة التي كنت أتطلع لمعرفتها |
| - Sen gördün ... - Benim istediğim şeyi gördün... | Open Subtitles | لكني رأيتك - لا رأيت ما أردت إظهاره لك - |