New York'ta bir berberde tanışmıştık. | Open Subtitles | لقد تقابلنا في محل للحلاقة بالحي الصيني في نيويورك |
Ben berberde çalışıyorum. | Open Subtitles | أعمل في متجر للحلاقة. |
berberde yüksek tansiyon hakkında birçok sohbet edilirdi. | TED | هناك الكثير من الأحاديث حول ارتفاع ضغط الدم في صالون الحلاقة. |
Bazen berberde, yüksek tansiyon yeterince dikkate alınmadığında ne gibi problemler yaratacağı hakkında konuşuluyordu. | TED | في بعض الأحيان، تلك المحادثات في صالون الحلاقة تكون حول ماذا يجري عندما ارتفاع ضغط الدم لا يتم علاجه بطريقة مناسبة. |
Her berberde iki üç tane vardır. | Open Subtitles | تستطيع أن تجد اثنان أو ثلاثة فى صالون الحلاق يقومون بالعمل |
Gallo kardeşler şu berberde Albert Anastasia'yı temizledi. | Open Subtitles | الاخوة جالوو قتلوا البرت انستاسيا في محل الحلاق |
Fakat berberde yüksek tansiyonu konuşmaktan daha fazlasını yapabilirsiniz. | TED | لكن يمكنكم القيام بأكثر من مجرد الحديث حول ارتفاع ضغط الدم في صالون الحلاقة. |
berberde korumaya çalıştığınız çocuk... | Open Subtitles | --الصبي الذي كنت تحاول حمايته في صالون الحلاقة |
Bir saat önce North End'in merkezindeki Prince 98 numaranın karşısındaki berberde tıraş oldum. | Open Subtitles | قبل ساعة، قمت بحلاقة في صالون الحلاقة مباشرةً عبر شارع (برنس) - 98 في قلب الطرف الشمالي، |
-...berberde. | Open Subtitles | في صالون الحلاقة - ... . |
berberde yer ayarla, tıraş olacağım. | Open Subtitles | جهز الأمور لي عند الحلاق في الأسفل حالاً |
O süslü takımınla, garip saç stilinle buraya geliyorsun ve daha hangi berberde tıraş olacağına bile karar veremiyorsun. | Open Subtitles | أنت من جاء إلي بسترتك الفخمة وقصة شعرك السيئة ولا يمكنك اختيار الحلاق الذي تريده |
berberde yere düşen saçları toplayıp, yüzüne dökmüşler gibi olmuş. | Open Subtitles | يبدو بان الحلاق اخذ الجانب الاحمق من وجهك |
Hadi Garvin. Gidip onu berberde bulalım. | Open Subtitles | هيا غرافين دعنا نلتقيه عند الحلاق |
Ben de berberde yüzümü tıraş ettirdim. | Open Subtitles | كنتُ احلق عند الحلاق |