Paul hapse girdiğinde tek bir amacı vardı, onu hapse attırdığımın intikamını almak sonra da Beth'e mektup yazıp onu görmeye gelmesi için yalvarmış. | Open Subtitles | عندما ذهب بول للسجن كان هدفه الوحيد أن يجعلني أدفع ثمن وضعه هناك لذا كتب بيث وترجاها لكي تأتي وتراه |
Sende bıraktığı morlukları gördüm, Beth'e nasıl baktığını da biliyorsun. | Open Subtitles | لقد رأيت الكدمات التي تسبب فيها على جسمك و أنا أعرف أنك تعرفين كيف ينظر هو إلى بيث |
Beth'e bütün gün onunla takılacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | أنني أخبرت بيث بأنني سأتسكع معها طوال اليوم |
Ben "Başkasına karşı bir şey hissederken Beth'e evlenme teklif etsem mi?" derken Haley'den bahsediyordum. | Open Subtitles | لاني كنت محتار ، هل اتقدم الى بيث وانا املك مشاعر تجاه شخص اخر وفي نفس الوقت كنت اتكلم عن هايلي |
Beth'e belki oynamak istersin diye seninle konuşmak istediğimi söylüyordum. | Open Subtitles | لقد أخبرت بيث أنني أود الحديث معك عن احتماليه ظهورك به. |
Beth'e eğilip bir şeyler fısıldıyordum ve Arnie bana döndü ve aynen şöyle bağırdı, "Kapar mısın çeneni? | Open Subtitles | كنت أهمس بشيء ما إلى بيث وإذا بـ آرني يميل تجاهي ويقول "اخرسي!" |
Beth'e asıldığını gördüm. İyi fikir değil. | Open Subtitles | لقد رأيتك تتكلم مع بيث ليس شيء جيداً |
Beth'e ulaşsak bile, çoktan ölmüş olma... | Open Subtitles | أعني، حتىلو وصلناإلى بيث ، هناك فرصة |
oncelikle Susan, Sean ve Beth'e, kisa sure icinde beni aralarina alip kendi evimdeymisim hissini yasattiklari icin tesekkur ediyorum. | Open Subtitles | أولاً, أود أن أشكر (سوزان) (شون) و (بيث) الذين جعلوني في فترة قصيرة واحد منهم و أشعر كأنني في بيتي |
Çağırmadım. Beth'e, bana birşey getirmesini söyledim. | Open Subtitles | أنا لم اُحضرهم لقد طلبت من "بيث" أن تحضر لي شيئاً |
Ben de hastahaneye gidiyordum Beth'e... veda etmeye. | Open Subtitles | أنا في طريقي إلى المشفى لأودع بيث |
Bir kafede Beth'e rastlamam sadece şanstı. | Open Subtitles | الآن انها مجرد مسألة من الحصول على الحظ واكتشاف بيث في أحد المقاهي - |
Beth'e biriyle çıkması için izin vermiyorlardı. | Open Subtitles | بيث ما كَانتْ تسَمحَ لحتى الآن. |
Çünkü ona yakın olursam Beth'e yakın olurum. | Open Subtitles | لان التقرب منها يعني التقرب من بيث |
Beth'e söyle, 4'te görüşeceğiz. | Open Subtitles | اخبر " بيث " انني سأراها الساعة الرابعة. |
Pete'e, Mark'ın perşembe gecesi hakkında Beth'e ne söylediğini sor. | Open Subtitles | اسألي (بيت)، مالذي قاله (مارك) لـ (بيث)، حول ليلة الخميس.. |
Beth'e ilk ben ulaşamazsam onu öldürecekler. | Open Subtitles | سوف يقتلون "بيث" اذا لم نستطيع اخراجها من هناك |
Bu mesajda sanki Sammy Beth'e Paul konusunda güvence vermeye çalışıyor. | Open Subtitles | ! هذه الرسالة تبدو وكأن (سامي) يُحاول طمأنة (بيث) بشأن (بول). |
Yine de Nick, Beth'e karşı hiç bir şikayette bulunmayacak. | Open Subtitles | لكن "نيك" لا يريد توجيه "اتهامات ضد "بيث |
Beth'e yaptığı için o özür dilemeli. | Open Subtitles | \u200fألا يجب أن تعتذر هي لما فعلته لـ"بيث"؟ |