| Sadece dizimizi yayına sokmak için beyaz bir yalan söyledik | Open Subtitles | لقد كانت كذبة بيضاء صغيرة لانقــاذ العرض من الالغاء. |
| beyaz bir yalan karşılığında ebedi gençliğe kavuşacaktım. | Open Subtitles | أكثر كذبة بيضاء صغيرة في مقابل الشباب الأبديّ |
| beyaz bir yalan bu ülkenin morali için birçok iyi şey yapabilir. | Open Subtitles | كذبة بيضاء تصنع الكثير من الأشياء الجيدة للروح المعنوية لهذه البلاد |
| Yalnızca onu bir şeyden kurtarmak için beyaz bir yalan söylemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد أخبرته بكذبة صغيرة لكي أعتذر له عن ميعاد أتعلمين؟ |
| Hangimiz büyük beyaz bir yalan söylememişizdir ki? Ben. Başka? | Open Subtitles | من بيننا لم يتحدث بكذبة صغيرة بيضاء انا |
| Düğünümüzü tam bir saçmalık yapmak adına, seni tekrar göremeyeceğim diye bir rahibe beyaz bir yalan söyeleyemem. | Open Subtitles | لم ترد أن تقول كذبة بيضاء صغيرة لقس لن تراه بعدها أبداُ ولكن تجعل من زواجنا مهزلة كبيرة ؟ |
| Lütfen. beyaz bir yalan. Ben her zaman söylüyorum. | Open Subtitles | بحقكِ ، إنّها كذبة بيضاء فأنا أخبرهم بها طوال الوقتِ |
| Boş ver. Küçük bir yalan. Önemli gerçeği korumak için beyaz bir yalan. | Open Subtitles | تباً له، إنه مجرد كذبة بيضاء لحماية الحقيقة الكبيرة. |
| Küçük beyaz bir yalan değil, kocaman olanından! | Open Subtitles | ليس كذبة بيضاء صغيرة بل كذبة كبيرة جداً |
| - Sadece küçük beyaz bir yalan. - Yalan mı söyledin? | Open Subtitles | إنها مجرد كذبة بيضاء صغيرة هل كذبت؟ |
| beyaz bir yalan, herkes söyler. | Open Subtitles | إنها كذبة بيضاء صغيرة يفعلها الجميع |
| Bu beyaz bir yalan. | Open Subtitles | حسناً، إنها كذبة بيضاء. |
| Küçük beyaz bir yalan. | Open Subtitles | إنها كذبة بيضاء صغيرة |
| Ufak beyaz bir yalan. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} إنها مجرد كذبة بيضاء صغيرة |
| İtiraf etmeliyim ki sana beyaz bir yalan söyledim. | Open Subtitles | لقد قلتُ كذبة بيضاء صغيرة. |
| beyaz bir yalan söyledim. | Open Subtitles | إنّني... لقد كذبت كذبة بيضاء صغيرة. |